2 Kasım 2013 Cumartesi

Vakfın Satımı ve Değiştirilmesi

Soru 992: Bir şahıs arsalarından birini üzerinde hüseyniye yapılması için vakfetmiş ve hüseyniyenin yapımı tamamlanmıştır. Fakat ahaliden bazıları hüseyniye-nin bir bölümünü camiye dönüştürmüş, hüseyniyede cemaat namazı kılıyorlar; acaba onların hüseyniyeyi camiye dönüştürmeleri caiz midir? Ve onların camiye dönüştürdükleri yere cami hükümleri uygulanır mı?

Cevap: Hüseyniye olarak vakfedilen binayı, vakfeden kişi veya başka biri camiye dönüştüremez; orası içinde namaz kılınmakla cami olmaz, orada cami hükümleri ve sonuçları uygulanmaz; fakat orada cemaat namazı kılmanın sakıncası yoktur.

Soru 993: Eğer bir kimse kendisine miras yoluyla ulaşmış bir arsayı birkaç yıl önce kesin bir şekilde satar, fakat daha sonra arsanın vakıf olduğu anlaşılırsa, acaba bu satış geçersiz midir? Eğer geçersiz ise, acaba satıcı arsanın şimdiki değerini mi müşteriye ödemelidir, yoksa satış zamanında müşteriden aldığı meblağı mı?

Cevap: Satılan arsanın gerçekte vakıf olduğu ve satıcının onu satma hakkı bulunmadığı anlaşıldıktan sonra satış geçersizdir ve onu daha önce olduğu gibi vakıf durumuna getirmek farzdır; satıcı da arsa karşılığında müş-teriden aldığı parayı ona geri vermelidir ve paranın değer kaybetmesi konusunda da farz ihtiyat gereği sulh etmeleri (anlaşmaları) gerekir.

Soru 994: Bir şahıs yaklaşık yüz sene önce mülkünü erkek evlâtlarına vakfetmiş ve vakfiyede, erkek evlâdından birinin fakirleşmesi durumunda şer'an payını diğer mevkufun aleyhlere satabileceğini kaydetmiştir. Birkaç yıl önce oğullarından bazıları kendilerine vakfedilen mülkten paylarına düşeni sattılar. Fakat son zamanlarda, "Ortada vakıf tabiri olduğu için vakfeden kişinin zikrettiği şartlar sahih değildir; dolayısıyla bu alış veriş batıldır." deniliyor. Bu arsanın umumî vakıf değil de özel vakıf olduğu dikkate alındığında, acaba vakfeden kişinin vakfiyede belirttiği üzere hisselerin alış verişi caiz midir?

Cevap: Eğer vakfeden kişinin vakıf akdinde, mevkufun aleyhlerden birinin yoksullaştığında payını mevkufun aleyhlerden başka birine satabileceğini şart koştuğu ispatlanırsa, bu durumda payını mevkufun aleyhlerden başka birine satması caizdir. Dolayısıyla mevkufun aleyhlerden birinin vakıftan kendi payına düşeni fakirlik ve ihtiyacından dolayı satmasının sakıncası yoktur ve bu durumda onun satışının sıhhatine hükmedilir.

Soru 995: Eğitim Bakanlığı'na, üzerinde bir okul yapılması amacıyla bir arsa hediye ettim. Fakat istişare sonucu o arsanın parasıyla şehrin başka mahallelerinde birkaç okul yapılabileceğini öğrendikten sonra Eğitim Bakanlığı'nın gözetimi altında bu arsayı satmak ve parasının tamamını şehrin güneyinde veya mahrum bölgelerinde birkaç okulun yapımında harcamak için bakanlığa müracaat ettim; acaba bu iş caiz midir?

Cevap: Okul yapılması için arsanın, vakıf akdi okunarak ve bu işin sorumlusu ve yöneticisi unvanıyla Eğitim Bakanlığı'na teslim edilerek vakfı tamamlanmışsa, bundan sonra vakıftan dönemez, onda müdahalede bu-lunamaz ve tasarruf edemezsiniz; fakat Arapça dışında bir lisanla da olsa vakıf akdi okunmamışsa veya vakfı teslim etmek anlamında arsanın Eğitim Bakanlığı'na tes-limi tamamlanmamışsa, bu durumda arsa hâlâ sizin mül-kiyetinizdedir ve onu istediğiniz konuda kullanmaya yetkilisiniz.

Soru 996: İmamların (a.s) evlâtlarından (imamzade-lerden) birinin türbesinin kubbesinde birbirine bitişik üç kubbe şeklinde 3 kg. altın mevcuttur. Bu altın şimdiye kadar iki defa çalınmış ve bulunarak yerine geri döndürülmüştür. Bu altının çalınma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu dikkate alındığında, acaba onu satarak parasını türbenin tamirinde ve türbeyi genişletmede kullanmak caiz midir?

Cevap: Sırf çalınma tehlikesi ve zayi olmasından korkulması, onun satılmasını ve değiştirilmesini caiz kılmaz. Fakat şer'î yöneticisi, karine ve belirtilerden bu altının türbenin tamiri ve ihtiyaçlarında kullanılması için biriktirildiğine ikna edici bir ihtimal verir veya türbenin tamire ve onarmaya zarurî bir ihtiyacı varsa ve bunu başka bir yolla temin etmek de mümkün değilse, bu durumda altını satarak parasını türbenin zarurî tamirinde kullanmanın sakıncası yoktur ve bu işlemin Vakıflar Müdürlüğü'nün gözetiminde yapılması da-ha uygundur.

Soru 997: Bir kimse, sularıyla birlikte tarlalarının bir bölümünü oğullarına vakfetmiştir. Fakat oğullarının sayısının çokluğu, ziraî işlerin zorluğu ve ürünlerin azlığı dolayısıyla kimse tarlayı ekmeye yanaşmıyor; dolayısıyla vakıf yakın bir gelecekte harap olmaya başlayacak ve artık oradan yararlanma imkânı olmayacaktır. Acaba bu nedenle suyuyla birlikte bu tarlayı satarak parasını hayır işlerde harcamak caiz midir?

Cevap: Vakfı, mevkufun aleyhlerden birine veya başka bir şahsa kiraya vererek gelirini vakıf amacı doğrultusunda harcamakla veya ondan yararlanma şeklini değiştirmekle de olsa, yararlanılacak ve vakıf doğrultusunda kullanılabilecek durumda olduğu sürece satmak ve değiştirmek caiz değildir. Ama ondan yararlanılması hiçbir şekilde mümkün değilse, onu satmak caiz olur; fakat bu durumda onun parasıyla başka bir mülk satın alarak menfaatlerini vakıf doğrultusunda harcamak şarttır.

Soru 998: Camiye bir minber vakfedilmiştir. Fakat çok yüksek olduğu için ondan yararlanmak mümkün değildir; acaba bu durumda onu uygun başka bir minbere dönüştürmek caiz midir?

Cevap: Onu şimdiki hâliyle o camide ve diğer camilerde kullanmak mümkün değilse, şeklini değiştirmenin sakıncası yoktur.

Soru 999: Vakfeden kişinin, arazi reformu kanunu uygulanırken elde ettiği ve özel vakıf yaptığı arazileri satmak caiz midir?

Cevap: Vakfeden kişi, vakfettiği zaman vakfettiği şeye malikse ve vakıf işlemi de şer'an sahih bir şekilde gerçekleşmişse, bu durumda özel vakıf olsa bile vakfeden kişinin veya başka birinin vasıtasıyla onun alım satımı ve değiştirilip başka bir şeye dönüştürülmesi sahih değildir; ancak şer'an satımı ve başka bir şeye dönüştürülmesi caiz olan özel durumlar müstesna.

Soru 1000: Babam, içinde belli sayıda hurma ağacı bulunan bir araziyi Aşura günü ve Kadir gecelerinde halka yemek verilmesi için vakfetmiştir. Şimdi mevcut ağaçların dikilişi üzerinden yaklaşık yüz sene geçmiş ve artık yararlanılamayacak duruma gelmiş bulunuyorlar. Babamın büyük oğlu, vekili ve vasisi olmam hasebiyle, acaba bu yeri satarak parasıyla babamın sadaka-i cariyesi olması için bir medrese ve hüseyniye inşa etmem caiz midir?

Cevap: Eğer arazi de vakıfsa, sırf ağaçlarının yararlanılmayacak hâle gelmesiyle onu satmak ve başka bir şeye dönüştürmek caiz değildir; bilâkis mümkün olduğu takdirde, yararlanılmayacak ağaçların gelirini harcamakla da olsa, bu ağaçların yerine, gelirlerini vakıf yönünde harcamak için o yere yeni hurma fidanları dikmek farzdır; aksi durumda ziraat veya ev yapmak için kiraya vermekle de olsa vakfedilen yerden başka bir şekilde yararlanmak ve elde edilen geliri vakıf yönünde harcamak gerekir. Genel olarak, vakfedilen yerden herhangi bir şekilde yararlanmak mümkün olduğu sürece onu satmak, satın almak ve başka bir şeye dönüştürmek caiz değildir. Ancak meyve vermeyen vakfedilmiş hurma ağacını satarak parasını mümkün surette yeni ağaçlar dikmek için harcamanın sakıncası yoktur ve eğer bu da mümkün değilse, parası vakıf amacı yönünde harcanmalıdır.

Soru 1001: Bir kimse, bir yerde cami yapılması için bir miktar demir ve kaynak malzemeleri bağışlamış ve iş bittikten sonra bunlardan bir miktarı artmıştır. Caminin diğer masraflarından dolayı borçları olduğu dikkate alındığında, acaba bu artan malzemeleri satarak parasını caminin borçlarını ödemek ve diğer ihtiyaçlarını gidermek için harcamak caiz midir?

Cevap: Eğer malzeme ve araç gereçleri bağışlayan kişi onları cami inşası için vermiş ve bu amaçla onları kendi mülkiyetinden çıkarmışsa, bu durumda başka camilerde de olsa kullanılabilecek olanını satmak caiz değildir, bu malzemeler başka camilerin tamirinde kullanılmalıdır. Fakat onları bağışlayan kişi eğer sadece o caminin yapımında kullanılmasına izin vermişse, bu durumda malzemenin arta kalanı onundur ve kullanma yetkisi de ona aittir.

Soru 1002: Bir kimse kütüphanesini erkek çocuklarına vakfetmiştir. Fakat çocukları ve torunlarından hiçbirisi dinî ilimler tahsil etmeye muvaffak olamadıkları için bu kütüphaneden yararlanmıyorlar. Şimdi bunların bir bölümünü güve yemiş ve geri kalan bölümü de yok olmak üzeredir; acaba bu durumda kitapları satmak caiz midir?

Cevap: Eğer kütüphane evlâtlarının dinî ilimler tahsil etmeleri ve din âlimleri arasına girmeleri ve bunun gerçekleşmesi şartına bağlı olarak vakfedilmişse, şartlı vakıf olduğu için esasen geçersizdir. Eğer onların kütüphaneden yararlanmaları için vakfetmişse ve şimdilik onların arasında bu kütüphaneden yararlanabilecek kim-se yoksa ve ileride de yararlanabilmeleri ümit edilmez-se, bu durumda vakıf sahihtir ve bu kütüphaneyi ondan yararlanabilecek olan kimselere bırakmaları caizdir. Yine eğer kütüphane ondan yararlanma salâhiyetine sahip kimselerin yararlanmaları için vakfedilmiş ve yönetimi de çocuklarına bırakılmışsa, kütüphaneden yararlanmaları için bu kimselere sunmaları farzdır; her hâlükârda çocukları bu kütüphaneyi satamazlar ve şer'î yöneticinin uygun bir şekilde, vakfın zarar görmesine ve zayi olmasına engel olması gerekir.

Soru 1003: Seviyesi etrafındaki araziden yüksek olduğu için su ulaştırılamayan vakfedilmiş bir arazinin, bir süreden beri düzeltilerek ortasında toplanmış olan fazla toprakları oranın ekilmesine engel oluşturmaktadır. Acaba bu toprağı satarak parasını yerin yakınındaki imamzadelerin birinin türbesine harcamak caiz midir?

Cevap: Eğer biriktirilmiş topraklar vakfedilmiş araziden yararlanmaya engel oluyorsa, bu durumda onları oradan taşımanın, satmanın ve parasını vakıf amacı yönünde harcamanın sakıncası yoktur.

Soru 1004: Vakfedilmiş bir arsa üzerine yapılmış olan birkaç ticarethane, kiracılardan hava parası alınmaksızın kiraya verilmiştir; acaba kiracıların bu ticarethanelerin hava parasını alarak başkasına devretmeleri caiz midir? Eğer caiz ise, acaba alınan hava parası kiracıya mı aittir, yoksa vakfın gelirlerinden sayılarak vakıf amacı yönünde mi harcanması gerekir?


Cevap: Eğer vakıf yöneticisi vakfın çıkarını gözeterek hava parası hakkının satılmasına izin verirse, bunun karşılığında alınan mal vakfın gelirlerinden sayıldığı için vakıf amacı yönünde harcanması farzdır; fakat vakıf yöneticisi muameleye izin vermezse, bu durumda satış batıldır ve satıcı müşteriden aldığı parayı ona iade etmelidir. Her halükârda, hava parası hakkı olmayan kiracının onu sonraki kiracıya satarak aldığı malda herhangi bir hakkı yoktur.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder