Soru 992: Bir şahıs
arsalarından birini üzerinde hüseyniye yapılması için vakfetmiş ve hüseyniyenin
yapımı tamamlanmıştır. Fakat ahaliden bazıları hüseyniye-nin bir bölümünü
camiye dönüştürmüş, hüseyniyede cemaat namazı kılıyorlar; acaba onların
hüseyniyeyi camiye dönüştürmeleri caiz midir? Ve onların camiye dönüştürdükleri
yere cami hükümleri uygulanır mı?
Cevap: Hüseyniye olarak vakfedilen
binayı, vakfeden kişi veya başka biri camiye dönüştüremez; orası içinde namaz
kılınmakla cami olmaz, orada cami hükümleri ve sonuçları uygulanmaz; fakat
orada cemaat namazı kılmanın sakıncası yoktur.
Soru 993: Eğer bir kimse
kendisine miras yoluyla ulaşmış bir arsayı birkaç yıl önce kesin bir şekilde
satar, fakat daha sonra arsanın vakıf olduğu anlaşılırsa, acaba bu satış
geçersiz midir? Eğer geçersiz ise, acaba satıcı arsanın şimdiki değerini mi
müşteriye ödemelidir, yoksa satış zamanında müşteriden aldığı meblağı mı?
Cevap: Satılan arsanın gerçekte vakıf
olduğu ve satıcının onu satma hakkı bulunmadığı anlaşıldıktan sonra satış
geçersizdir ve onu daha önce olduğu gibi vakıf durumuna getirmek farzdır; satıcı da arsa karşılığında müş-teriden
aldığı parayı ona geri vermelidir ve paranın değer kaybetmesi konusunda da farz
ihtiyat gereği sulh etmeleri (anlaşmaları) gerekir.
Soru 994: Bir şahıs
yaklaşık yüz sene önce mülkünü erkek evlâtlarına vakfetmiş ve vakfiyede, erkek
evlâdından birinin fakirleşmesi durumunda şer'an payını diğer mevkufun
aleyhlere satabileceğini kaydetmiştir. Birkaç
yıl önce oğullarından bazıları kendilerine vakfedilen mülkten paylarına
düşeni sattılar. Fakat son zamanlarda, "Ortada vakıf tabiri olduğu için
vakfeden kişinin zikrettiği şartlar sahih değildir; dolayısıyla bu alış veriş
batıldır." deniliyor. Bu arsanın umumî vakıf değil de özel vakıf olduğu
dikkate alındığında, acaba vakfeden kişinin vakfiyede belirttiği üzere
hisselerin alış verişi caiz midir?
Cevap: Eğer vakfeden kişinin vakıf
akdinde, mevkufun aleyhlerden birinin yoksullaştığında payını mevkufun
aleyhlerden başka birine satabileceğini şart koştuğu ispatlanırsa, bu durumda
payını mevkufun aleyhlerden başka birine satması caizdir. Dolayısıyla mevkufun
aleyhlerden birinin vakıftan kendi payına düşeni fakirlik ve ihtiyacından
dolayı satmasının sakıncası yoktur ve bu durumda onun satışının sıhhatine
hükmedilir.
Soru 995: Eğitim
Bakanlığı'na, üzerinde bir okul yapılması amacıyla bir arsa hediye ettim. Fakat
istişare sonucu o arsanın parasıyla şehrin başka mahallelerinde birkaç okul
yapılabileceğini öğrendikten sonra Eğitim Bakanlığı'nın gözetimi altında bu
arsayı satmak ve parasının tamamını şehrin güneyinde veya mahrum bölgelerinde
birkaç okulun yapımında harcamak için bakanlığa müracaat ettim; acaba bu iş
caiz midir?
Cevap: Okul yapılması için arsanın,
vakıf akdi okunarak ve bu işin sorumlusu ve yöneticisi unvanıyla Eğitim
Bakanlığı'na teslim edilerek vakfı tamamlanmışsa, bundan sonra vakıftan dönemez,
onda müdahalede bu-lunamaz ve tasarruf edemezsiniz; fakat Arapça dışında bir
lisanla da olsa vakıf akdi okunmamışsa veya vakfı teslim etmek anlamında arsanın Eğitim Bakanlığı'na tes-limi
tamamlanmamışsa, bu durumda arsa hâlâ sizin mül-kiyetinizdedir ve onu
istediğiniz konuda kullanmaya yetkilisiniz.
Soru 996: İmamların
(a.s) evlâtlarından (imamzade-lerden) birinin türbesinin kubbesinde birbirine
bitişik üç kubbe şeklinde 3 kg .
altın mevcuttur. Bu altın şimdiye kadar iki defa çalınmış ve bulunarak yerine
geri döndürülmüştür. Bu altının çalınma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu
dikkate alındığında, acaba onu satarak parasını türbenin tamirinde ve türbeyi
genişletmede kullanmak caiz midir?
Cevap: Sırf çalınma tehlikesi ve zayi
olmasından korkulması, onun satılmasını ve değiştirilmesini caiz kılmaz. Fakat
şer'î yöneticisi, karine ve belirtilerden bu altının türbenin tamiri ve
ihtiyaçlarında kullanılması için biriktirildiğine ikna edici bir ihtimal verir
veya türbenin tamire ve onarmaya zarurî bir ihtiyacı varsa ve bunu başka bir
yolla temin etmek de mümkün değilse, bu durumda altını satarak parasını
türbenin zarurî tamirinde kullanmanın sakıncası yoktur ve bu işlemin Vakıflar
Müdürlüğü'nün gözetiminde yapılması da-ha uygundur.
Soru 997: Bir kimse,
sularıyla birlikte tarlalarının bir bölümünü oğullarına vakfetmiştir. Fakat
oğullarının sayısının çokluğu, ziraî işlerin zorluğu ve ürünlerin azlığı
dolayısıyla kimse tarlayı ekmeye yanaşmıyor; dolayısıyla vakıf yakın bir
gelecekte harap olmaya başlayacak ve artık oradan yararlanma imkânı
olmayacaktır. Acaba bu nedenle suyuyla birlikte bu tarlayı satarak parasını
hayır işlerde harcamak caiz midir?
Cevap: Vakfı, mevkufun aleyhlerden
birine veya başka bir şahsa kiraya vererek gelirini vakıf amacı doğrultusunda harcamakla
veya ondan yararlanma şeklini değiştirmekle de olsa, yararlanılacak ve vakıf
doğrultusunda kullanılabilecek durumda olduğu sürece satmak ve değiştirmek caiz
değildir. Ama ondan yararlanılması hiçbir şekilde mümkün değilse, onu satmak
caiz olur; fakat bu durumda onun parasıyla başka bir mülk satın alarak
menfaatlerini vakıf doğrultusunda harcamak şarttır.
Soru 998: Camiye bir
minber vakfedilmiştir. Fakat çok yüksek olduğu için ondan yararlanmak mümkün
değildir; acaba bu durumda onu uygun başka bir minbere dönüştürmek caiz midir?
Cevap: Onu şimdiki hâliyle o camide
ve diğer camilerde kullanmak mümkün değilse, şeklini değiştirmenin sakıncası
yoktur.
Soru 999: Vakfeden
kişinin, arazi reformu kanunu uygulanırken elde ettiği ve özel vakıf yaptığı
arazileri satmak caiz midir?
Cevap: Vakfeden kişi, vakfettiği
zaman vakfettiği şeye malikse ve vakıf işlemi de şer'an sahih bir şekilde
gerçekleşmişse, bu durumda özel vakıf olsa bile vakfeden kişinin veya başka
birinin vasıtasıyla onun alım satımı ve değiştirilip başka bir şeye
dönüştürülmesi sahih değildir; ancak şer'an satımı ve başka bir şeye
dönüştürülmesi caiz olan özel durumlar müstesna.
Soru 1000: Babam,
içinde belli sayıda hurma ağacı bulunan bir araziyi Aşura günü ve Kadir
gecelerinde halka yemek verilmesi için vakfetmiştir. Şimdi mevcut ağaçların
dikilişi üzerinden yaklaşık yüz sene geçmiş ve artık yararlanılamayacak duruma
gelmiş bulunuyorlar. Babamın büyük oğlu, vekili ve vasisi olmam hasebiyle,
acaba bu yeri satarak parasıyla babamın sadaka-i cariyesi olması için bir
medrese ve hüseyniye inşa etmem caiz midir?
Cevap: Eğer arazi de vakıfsa, sırf
ağaçlarının yararlanılmayacak hâle gelmesiyle onu satmak ve başka bir şeye
dönüştürmek caiz değildir; bilâkis mümkün olduğu takdirde, yararlanılmayacak ağaçların
gelirini harcamakla da olsa, bu ağaçların yerine, gelirlerini vakıf yönünde
harcamak için o yere yeni hurma fidanları dikmek farzdır; aksi durumda ziraat
veya ev yapmak için kiraya vermekle de olsa vakfedilen yerden başka bir şekilde
yararlanmak ve elde edilen geliri vakıf yönünde harcamak gerekir. Genel olarak,
vakfedilen yerden herhangi bir şekilde yararlanmak mümkün olduğu sürece onu
satmak, satın almak ve başka bir şeye dönüştürmek caiz değildir. Ancak meyve
vermeyen vakfedilmiş hurma ağacını satarak parasını mümkün surette yeni ağaçlar
dikmek için harcamanın sakıncası yoktur ve eğer bu da mümkün değilse, parası
vakıf amacı yönünde harcanmalıdır.
Soru 1001: Bir kimse,
bir yerde cami yapılması için bir miktar demir ve kaynak malzemeleri bağışlamış
ve iş bittikten sonra bunlardan bir miktarı artmıştır. Caminin diğer
masraflarından dolayı borçları olduğu dikkate alındığında, acaba bu artan
malzemeleri satarak parasını caminin borçlarını ödemek ve diğer ihtiyaçlarını
gidermek için harcamak caiz midir?
Cevap: Eğer malzeme ve araç gereçleri
bağışlayan kişi onları cami inşası için vermiş ve bu amaçla onları kendi
mülkiyetinden çıkarmışsa, bu durumda başka camilerde de olsa kullanılabilecek
olanını satmak caiz değildir, bu malzemeler başka camilerin tamirinde
kullanılmalıdır. Fakat onları bağışlayan kişi eğer sadece o caminin yapımında
kullanılmasına izin vermişse, bu durumda malzemenin arta kalanı onundur ve
kullanma yetkisi de ona aittir.
Soru 1002: Bir kimse
kütüphanesini erkek çocuklarına vakfetmiştir. Fakat çocukları ve torunlarından
hiçbirisi dinî ilimler tahsil etmeye muvaffak olamadıkları için bu kütüphaneden
yararlanmıyorlar. Şimdi bunların bir bölümünü güve yemiş ve geri kalan bölümü
de yok olmak üzeredir; acaba bu durumda kitapları satmak caiz midir?
Cevap: Eğer kütüphane evlâtlarının
dinî ilimler tahsil etmeleri ve din âlimleri arasına girmeleri ve bunun
gerçekleşmesi şartına bağlı olarak vakfedilmişse, şartlı vakıf olduğu için
esasen geçersizdir. Eğer onların kütüphaneden yararlanmaları için vakfetmişse
ve şimdilik onların arasında bu kütüphaneden yararlanabilecek kim-se yoksa ve
ileride de yararlanabilmeleri ümit edilmez-se, bu durumda vakıf sahihtir ve bu
kütüphaneyi ondan yararlanabilecek olan kimselere bırakmaları caizdir. Yine
eğer kütüphane ondan yararlanma salâhiyetine sahip kimselerin yararlanmaları
için vakfedilmiş ve yönetimi de çocuklarına bırakılmışsa, kütüphaneden
yararlanmaları için bu kimselere sunmaları farzdır; her hâlükârda çocukları bu
kütüphaneyi satamazlar ve şer'î yöneticinin uygun bir şekilde, vakfın zarar
görmesine ve zayi olmasına engel olması gerekir.
Soru 1003: Seviyesi
etrafındaki araziden yüksek olduğu için su ulaştırılamayan vakfedilmiş bir
arazinin, bir süreden beri düzeltilerek ortasında toplanmış olan fazla toprakları
oranın ekilmesine engel oluşturmaktadır. Acaba bu toprağı satarak parasını
yerin yakınındaki imamzadelerin birinin türbesine harcamak caiz midir?
Cevap: Eğer biriktirilmiş topraklar
vakfedilmiş araziden yararlanmaya engel oluyorsa, bu durumda onları oradan
taşımanın, satmanın ve parasını vakıf amacı yönünde harcamanın sakıncası
yoktur.
Soru 1004: Vakfedilmiş
bir arsa üzerine yapılmış olan birkaç ticarethane, kiracılardan hava parası
alınmaksızın kiraya verilmiştir; acaba kiracıların bu ticarethanelerin hava
parasını alarak başkasına devretmeleri caiz midir? Eğer caiz ise, acaba alınan
hava parası kiracıya mı aittir, yoksa vakfın gelirlerinden sayılarak vakıf
amacı yönünde mi harcanması gerekir?
Cevap: Eğer vakıf yöneticisi vakfın
çıkarını gözeterek hava parası hakkının satılmasına izin verirse, bunun
karşılığında alınan mal vakfın gelirlerinden sayıldığı için vakıf amacı yönünde
harcanması farzdır; fakat vakıf yöneticisi muameleye izin vermezse, bu durumda
satış batıldır ve satıcı müşteriden aldığı parayı ona iade etmelidir. Her
halükârda, hava parası hakkı olmayan kiracının onu sonraki kiracıya satarak
aldığı malda herhangi bir hakkı yoktur.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder