Soru 539: İki kişinin
ortak olduğu vakıfta, ortaklardan birisinin kendi hissesini satması caiz olduğu
düşünülürse ve buna dayanarak üçüncü bir kişiye satarsa diğerine şufa hakkı
doğar mı? Ve yine iki kişi bir mülkü veya bir vakfı ortak olarak kiraladıktan
sonra, bunlardan birisi kendi hissesini sulh, kira vb. şeylerle üçüncü bir
kişiye aktarırsa kiralanan şey hakkında diğerine şufa hakkı doğar mı?
Cevap: Şufa hakkı, dışarıda mevcut ve
belli bir mülkün malikiyetine ortaklık hususunda ve iki ortaktan birinin, kendi
hissesini üçüncü bir kişiye satması durumunda söz konusudur. Dolayısıyla iki
kişiye ait olan bir vakıfta, ortaklardan birinin kendi hissesini üçüncü bir
kişiye satmasıyla -satmasının caiz olduğu kabul edilse bile- ve yine kiralanan
belli bir mülk konusunda da ortaklardan birisinin kendi hakkını üçüncü bir
şahsa aktarmasıyla şufa hakkı doğmaz.
Soru 540: Şufa yoluyla
alma konusunda mevcut fıkhî kaynaklardan ve medenî kanunda kullanılan
ifadelerden anlaşıldığı üzere, ortak olan iki kişiden biri, kendi hissesini
üçüncü bir kişiye satarsa, diğerine şufa hakkı doğar. Bu durumda, ortaklardan
birisi müşteriyi ortağının hissesini satın almaya teşvik eder veya müşteriye
ortağının hissesini satın alacak olursa onu şufa hakkıyla kendisinden
almayacağı vaadinde bulunursa acaba onun bu davranışı şufa hakkının düşmesi olarak
görülebilir mi?
Cevap: İki
ortaktan birinin sırf, üçüncü bir kişiyi, ortağının hissesini satın almaya
teşvik etmesi, ona şufa hakkı doğmasına engel oluşturmaz; hatta ortağıyla
muamele yapacak olursa kendisinin şufa hakkıyla onu almayacağını vaadetmesi
bile, daha önce yapılan bir sözleşmede müşteriyle ortağı arasında muamele
yapıldığında şufa hakkıyla onu almayacağına dair bağlayıcı bir taahhütte
bulunmamışsa, muamelenin gerçekleşmesinden sonra onun şufayla alma hakkının
düşmesine sebep olmaz.
Soru 541: Ortağı kendi
hissesini üçüncü bir kişiye satmadan diğer ortağın kendi şufa hakkını düşürmesi
sahih midir? Bu, daha meydana gelmemiş bir haktan vazgeçmek olduğuna göre hükmü
açıklar mısınız?
Cevap: Şufa hakkı gerçekleşmedikçe ve
iki ortaktan birinin kendi hissesini üçüncü bir kişiye satmasıyla bu hak
fiiliyet kazanmadıkça şufa hakkını düşürmek sahih değildir; fakat iki ortaktan
birinin bağlayıcı bir sözleşmede yan koşul olarak, diğer ortağı kendi hissesini
başka bir kişiye satacak olursa şufa hakkını kullanmayacağını taahhüt etmesinin
sakıncası yoktur.
Soru 542: Bir kimse,
kendisine borçlu olan iki kardeşin mülkiyetinde bulunan iki katlı bir binanın
bir katını kiralar. Alacaklı borcunun ödenmesini istemesine rağmen borçlular
iki yıldan beri borcu ödemekten kaçınırlar, bu da şer'an ona takas hakkının
doğmasına sebep olmaktadır. Evin değeri ise alacağı meblağdan fazladır; bu
durumda, alacaklı eğer takas olarak alacağı meblağ miktarınca o binaya
sahiplenir ve onlarla ortak olursa, acaba binanın geri kalan kısmında şufa
hakkına sahip olur mu?
Cevap: Sorudaki durumda şufa hakkının
yeri yoktur; çünkü şufa hakkı, ortaklardan birinin hissesini satın alarak veya
takasla sahiplenerek diğeriyle ortak olması durumunda değil, satıştan önce
ortak oldukları malda, ortaklardan birinin kendi hissesini üçüncü bir kişiye
satması durumunda söz konusudur. Ayrıca, şufa hakkı, bir mülkte ortaklar sadece
iki kişi olursa ve ortaklardan birinin kendi hissesini satması durumunda
gerçekleşir; ikiden fazla ortak olursa şufa hakkı oluşmaz.
Soru 543: Bir mülke
iki kişi eşit oranda ortaktırlar ve mülkün tapusu da her ikisinin adınadır.
Kendi el yazılarıyla düzenlenmiş âdi bir belge gereğince mülk bu ikisi arasında
belirlenmiş sınırlarla bölünmüş ve dağıtılmıştır. Bu durumda, eğer taksim ve
ifrazdan sonra bunlardan birisi kendi hissesini üçüncü bir kişiye satmak
istediğinde, sırf mülkün tapusunun ikisinin adına olması nedeniyle öteki ortağa
şufa hakkı doğar mı?
Cevap: Satılmış hisse, satış anında
ortağın hissesinden ifraz edilmiş ve belli sınırlarla ayrılmış ise, sırf mülkün
tapu belgesindeki ortaklıkla şufa hakkı gerçek-leşmez.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder