Soru 927: Bir grup
insan, bir ev satın alıp hüseyniye-ye çevirmek amacıyla hayırsever insanlardan
yardım toplarsa, acaba onların bu amaçla para toplamaları, evi hüseyniye olarak
vakfetme hakkına sahip olmaları için yeterli midir, yoksa bu konuda bağış
sahiplerinden vekâlet almaları mı gerekir?
Vakıfta, vakfeden kişinin, vak-fettiği şeyin sahibi veya sahibi hükmünde
olması şart olduğundan ve yardım toplayanların ise topladıkları bağışların
sahibi olmadıkları dikkate alınırsa, acaba vakfetme hakkına sahip olmaları için
bağış toplamaları, bağışların sahibi hükmünde olmaları için yeterli midir?
Cevap: Eğer hayırsever kişiler
tarafından evi satın aldıktan sonra onu hüseyniye olarak vakfetmeye vekil
iseler, bu durumda bağış sahiplerine vekâleten vakıf akdini okumaları sahihtir.
Soru 928:
Oluşumlarında insanın rolü bulunmayan ve anayasada belirtildiği üzere enfalden
sayılan tabiî meralar ve ormanlar vakfedilebilirler mi?
Cevap: Vakfın sahih olması için
vakfedilen şeyin vakfeden kişinin şer'an özel mülkü olması şarttır. Dolayısıyla
tabiî meralar ve ormanlar enfal ve umumî mallardan olup hiç kimsenin özel mülkü
olmadığından herhangi bir kimsenin onları vakfetmesi doğru değildir.
Soru 929: Ziraî bir
tarlanın müşa (ifraz edilmemiş) hissesini satın alarak resmen oğlunun adına
geçiren bir kimse, oğlu için satın aldığı bu tarlayı vakfetmesi caiz midir?
Cevap: Mülkün sırf birinin adına
kaydedilmesi, adına geçirilen kişinin şer'î mülkiyetinin ölçüsü değildir;
dolayısıyla eğer babası tarlayı oğlu için satın alıp onun adına kaydettikten
sonra onu oğluna hibe etmişse ve hibe sahih bir şekilde teslim alınmışsa, artık
onun maliki olmadığı için onu vakfedemez. Fakat sadece tapusunu oğlunun adına
geçirmişse ve tarla kendisinin mülkiyetinde kalmışsa, bu durumda tarla şer'an
onun mülkü olduğundan onu vakfedebilir.
Soru 930: Eğer Petrol
Şirketi ve Şehir Arsaları Kurumu yetkilileri, ellerindeki bazı arsaları cami ve
dinî ilimler medreseleri inşa edilmesi için ayırır ve vakıf akdi okunmasından
sonra teslim etme ve teslim alma da tamamlanırsa, acaba bu arsalar vakfedilmiş
sayılır mı ve bunlara vakıf hükmü uygulanır mı?
Cevap: Bu arsalar eğer devletin umumî
mallarından olup belli bir yerde kullanılacakları belirlenmişse cami veya
medrese olarak vakfedilemezler; fakat devletin, Petrol Şirketi'nin ya da Şehir
Arsaları Kurumu'nun yetkisinde bulunan ve hiç kimsenin mülkü olmayan mevat[42]
arazilerdense, bu durumda, ilgili makamların izniyle onları cami veya ilmî
medrese vb. yaparak ihya etmenin sakıncası yoktur.
Cevap: Bu konu, belediyenin kanunî
yetkilerine ve o mülkün
özelliklerine bağlıdır; dolayısıyla eğer belediyenin sağlık ocağı, hastane ve
cami gibi şehrin kamu yararına hizmetlere ayırması kanunen caiz olan emlâkten
olursa bunun sakıncası yoktur; fakat belediyeye ait işlerde kullanılması için
tahsis edilen emlâkten ise, bunları vakfetmeye hakkı yoktur.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder