2 Kasım 2013 Cumartesi

Devlet Kanunları

Soru 883: Bir işçi, uzman sorumlunun yokluğunda onun işini üstlenir ve böylece o işte uzmanlaşırsa, acaba bu uzmanlığını ispatlayıp avantajlarından yararlanmak için üst yetkililere müracaat ederek yazılı bir sertifika alması caiz midir?

Cevap: İş tecrübesi ve uzmanlık avantajlarından yararlanmak ve yetkililerden tasdikname almak suretiyle bunu ispatlamak, konuyla ilgili kanunî kurallara tâbidir; fakat yetkililerin tasdiknamesi gerçeği yansıt-mazsa veya kanunî kurallara aykırı olursa, böyle bir tasdikname almaya çalışmak ve ondan yararlanmak doğ-ru değildir.

Soru 884: Ticaret Bakanlığı'na bağlı ticaret odası, devletin belirlediği fiyattan satılması için mağazalardan birine halı, buzdolabı vs. gibi bir miktar ev eşyası bırakmıştır. Fakat talep, satışa sunulan eşyalardan çok olduğu için mağaza sorumlusu bu eşyaları kur'ayla satma kararı alarak kur'a kartları bastırmış ve elde edilen parayı hayır işlerde harcamak amacıyla kartları belli bir fiyata satmıştır. Acaba bu eşyaların kur'ayla satışı veya satışa sunulan bu eşyalar için basılan kur'a kartlarının satışı şer'an sakıncalı mıdır?

Cevap: Mağaza sorumlularının, eşyaları, onları kendilerine teslim eden ilgili sorumluların koştukları şartlara uygun olarak satışa sunmaları gerekir; satış şartlarını değiştirmeye ve kendilerinden başka şartlar koşmaya hakları yoktur. Kartların satışından elde edilen kârları hayır işlerde harcamayı amaçlamak da eşyaların satımında başka şartlar ileri sürmeye cevaz oluşturmaz.


Cevap: Devlet tarafından un satma ruhsatı olmayan fırıncının sübvanse edilmiş unu satması ve halkın da on-dan un satın alması caiz değildir.

Soru 886: Dükkandaki mevcut eşyanın fiyatı doğal olarak veya beklenmedik bir şekilde artarsa, onu şimdiki fiyatına satmak caiz midir?

Cevap: Devlet tarafından ona belli bir fiyat konulmamışsa, onu şimdiki adilane fiyatı üzerinden satmanın sakıncası yoktur.

Soru 887: Sahipleri razı olmadığı hâlde devletin halkın bayındırlaştırdığı araziyi kamulaştırması örneğinde olduğu gibi, kanununun şeriat hükmüyle çeliştiği durumlarda satın alma ve sahiplenmenin hükmü nedir?

Cevap: Devlet ve belediyenin umumî projeler için ihtiyaç duyduğu arazileri satın alma ve kamulaştırmayla ilgili yasaya istinaden özel kanun ve kurallara uygun olarak başkalarının emlâkini kamulaştırmanın caiz olması, sahiplerinin mülkiyetlerinin saygınlığıyla veya şer'î ve kanunî haklarıyla çelişmemektedir.

Soru 888: Birisi, birine işi ve emeği karşılığında bir antika verir ve onun ölümünden sonra bu antika evlâtlarına miras kalırsa, acaba bu şer'an onların mülkü sayılır mı? Bu antikanın devletin tasarrufuna bırakılmasının daha iyi olacağı dikkate alındığında, acaba mirasçılar bu antikayı devlete vermek karşılığında devletten bir şey isteyebilirler mi?

Cevap: Bir şeyin antika ve tarihî eser oluşu, birinin özel mülkü olmasıyla çelişmez ve meşru bir yolla elde edilmiş olduğu takdirde şer'î sahibinin mülkiyetinden çıkmasına neden olmaz; bu mal onun mülkiyetinde kalır ve ona özel mülk muamelesi yapılır. Ancak sanat eserlerini ve tarihî eserleri korumak için devletin özel kanunları varsa, bunu uygulamak için tarihî eserin sahibinin şer'î haklarını gözetmek de farzdır. Fakat kişi, bu tarihî eseri gayrimeşru bir yolla ve İslâm devletinin uyulması farz olan kanunlarına aykırı olarak elde etmişse, onu sahiplenemez.

Soru 889: Eğer devlet daireleri İslâm hükümlerine aykırı bazı kurallar koyarsa, memurların bu kurallara uymaktan kaçınmaları caiz midir?

Cevap: İran İslâm Cumhuriyeti'nde hiç kimse İslâm hükümlerine aykırı kurallar çıkarma ve emirler verme hakkına sahip olmadığı gibi, daire başkanının emrine uymak bahanesiyle Allah'ın kesin hükmüne aykırı davranmak da caiz değildir. Bilindiği kadarıyla devlet dairelerinde İslâm dinine aykırı bir kanun yoktur. Eğer birisi İslâm sistemine aykırı bir kanunla karşılaşırsa, ona karşı koymalı ve bu sorunun halledilip İslâm hükümlerine aykırı olan şeyin ortadan kaldırılması için üst sorumlulara bildirmelidir.

Soru 890: Üst sorumlunun sakıncasız olduğunu iddia ettiği ve yapılmasını istediği, fakat memura göre kanuna aykırı olduğu ileri sürülen işleri yapmanın hükmü nedir?

Cevap: Hiç kimse devlet dairelerine hâkim olan kanun ve kuralları ihmal edip onlara aykırı davranamaz ve müdür de memurdan kanuna aykırı bir şeyi yapmasını isteyemez; bu konuda müdürün görüşü geçerli olmaz.

Soru 891: Devlet dairelerindeki memurların, müracaat edenlerden bazıları hakkında birinin tavsiyesini kabul etmeleri caiz midir?

Cevap: Memurların kanun ve kurallar çerçevesinde müracaat edenlerin isteklerine cevap vermeleri ve işlerini yapmaları farzdır ve memurların kanuna aykırı olan veya diğerlerinin hakkının zayi olmasına sebep olan bir konuda birilerinin tavsiye ve yönlendirmesini kabul etmeleri caiz değildir.

Soru 892: Trafik kurallarına ve genel olarak devletin tüm kanunlarına aykırı davranmanın hükmü nedir? Ve acaba kanunlara aykırı davranma durumları, marufu e-mir ve münkerden nehiy kapsamına girer mi?

Cevap: Hiç kimsenin, İslâmî Şura Meclisi tarafından çıkarılan ve Anayasayı Koruma Konseyi tarafından onaylanan veya ilgili yetkililerin kanunî izinlerine istinaden çıkarılan İslâm devletinin kanun, kural ve emirlerine aykırı davranması caiz değildir ve biri bunlara aykırı davranırsa, başkaları bu konuda onları uyarmak, irşat etmek ve münkerden sakındırmak hakkına sahiptir.

Soru 893: Bazı yabancı ülkelerde, üniversitedeki yabancı öğrenciler uyruklarını değiştirerek o ülkenin uyruğuna geçmeyi talep edecek olurlarsa, öğrenci öğrenim süresi boyunca yerli öğrencilere sunulan bütün avantajlardan yararlanabiliyor; bu devletin kanunlarına göre, kişi istediği zamanda uyruğunu değiştirerek tekrar eski uyruğuna dönebiliyor; acaba bu işin şer'î bir sakıncası var mı?

Cevap: Uyulması gerekli olan kanunlara aykırı olmadığı, herhangi bir fesada sebebiyet vermediği ve İslâm devletine hakaret ve ihanet edilmediği takdirde, İslâm ülkeleri vatandaşlarının uyruk değiştirmelerinin sakıncası yoktur.

Soru 894: Yabancı şirketlerde çalışan veya onlarla muamele yapan kişilerin bu şirketlerin kurallarına aykırı hareket etmeleri -özellikle bu iş İslâm ve Müslümanlara karşı kötü bir zihniyet oluşmasına sebep olacaksa- caiz midir?


Cevap: Bütün mükelleflere, gayrimüslim olsalar bile başkalarının haklarını gözetmeleri farzdır.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder