Soru 525: Bir kamyon
satın almak isteyen bir şoför kamyon satın almak için gerekli parayı başka
birinden alarak para verenin vekâletinde kamyonu onun için alır. Sonra bu adam
kamyonu taksitle şoföre satar; bu muamelenin hükmü nedir?
Cevap: Şoför eğer muameleyi mal
sahibinin vekili olarak yapmış ve daha sonra mal sahibi de onu taksitle vekilin
kendisine satmışsa, her iki muamelede tarafların ciddî olarak alış veriş
niyetleri olur ve bununla faizden kaçmak amacıyla hile yapmayı amaçlamazlarsa
böyle bir muamelenin sakıncası yoktur.
Soru 526: Faizli borç
nedir? Bankaya para yatıran mevduat sahiplerinin kâr olarak bankadan aldıkları
yüz-delik, faiz sayılır mı?
Cevap: Faiz, borçlunun alacaklıya
-aldığı borçtan dolayı- borç olarak aldığı mala ilâveten verdiği fazlalıktır.
Bankaya yatırılan paranın kârı konusuna gelince; [İran'daki uygulamada] banka
mevduat sahibinin vekili olarak kendisine tevdi edilen (verilen) parayı şer'î
sahih sözleşmelerden biri çerçevesinde çalıştırmak zorundadır ve bu muameleden
elde edilen kâr faiz değildir ve bu kârı almanın
sakıncası yoktur.
Soru 527: Faizli
muamelenin ölçüsü nedir? "Faiz sadece borçta olur, başka durumlarda
değil." sözü doğru mudur?
Cevap: Faiz borçta olduğu gibi bazen
alış verişte de olabilir. Alış verişte faiz, tartı veya ölçekle satılan bir
malı kendisiyle aynı cinsten olan başka bir maldan daha fazla bir miktar
karşılığında satmakla olur.
Soru 528: Açlıktan
ölmek üzere olan ve kendisini ölümden kurtarmak için murdardan başka bir şey
bulamayan kimsenin zaruret durumunda murdar yemesi şer'an caiz olduğu gibi,
acaba çalışma gücü olmayan ve az bir sermayesi bulunan bir kimse, kârla
geçinmek için parasını faizli muamelede kullanmak zorunda kalırsa, zaruret
hâline binaen faiz alması caiz midir?
Cevap: Faiz haramdır ve bunu zaruret
hâlinde murdar yiyen kişiyle kıyaslamak doğru değildir, bu ikisi arasında fark
vardır; çünkü birinci durumda kişi murdardan başka kendisini ölümden kurtaracak
bir şey bula-mıyor. Oysa çalışma gücü olmayan kimse kendi sermayesini kâr ortaklığı (mudarebe) gibi şer'î akitlerden biri
çerçevesinde çalıştırabilir.
Soru 529: Ticarî
muamelelerde bazen posta pulları değerlerinden yüksek bir fiyata satılmaktadır.
Örneğin yirmi riyallik bir pul yirmi beş riyale satılmaktadır; acaba bu muamele
sahih midir?
Cevap: Bunun sakıncası yoktur ve bu
fazlalık faiz sayılmaz. Çünkü faizli muamele, ölçü ve tartıyla satılan ve aynı
cinsten olan iki şeyin alış verişinde alınan veya satılan şeyin miktarının
ötekisine oranla fazla olmasıdır ve bu tür muamele batıldır.
Soru 530: Faiz bütün
özel ve tüzel kişilere eşit şekilde mi haramdır, yoksa bazı özel durumlarda
istisna var mıdır?
Cevap: Faiz
genel olarak haram olmakla birlikte babayla oğul ve karıyla koca arasındaki
faizli borç ve Müslüman'ın gayrimüslimden aldığı faiz müstesnadır.
Soru 531: Alış veriş
belli bir fiyatla tamamlandıktan sonra tarafların, müşteri vadeli bir çek
verdiği takdirde belirlenen fiyat üzerine bir meblağ eklenmesi hususunda
anlaşmaları caiz midir?
Cevap: Alış veriş belli bir fiyat
üzerinden gerçekleştikten sonra fazlalık asıl meblağı ödemedeki gecikme
dolayısıyla istenirse, bu durumda fazlalık şer'an haram olan faizdir ve sırf
tarafların bu fazlalığın ödenmesi üzerine anlaşmalarıyla o para helâl olmaz.
Soru 532: Bir kimsenin
bir miktar borç paraya ihtiyacı olursa ve kendisine borç verecek birini de
bulamazsa, ihtiyaç duyduğu meblağı temin etmek için bir malı fiyatından
fazlasına veresiye olarak satın aldıktan sonra onu aynı mecliste satıcıya daha
az bir fiyata nakit olarak satması; örneğin bir kilo safranı parasını bir sene
sonra vermek üzere veresiye olarak satın aldıktan sonra aynı mecliste satıcının
kendisine nakit olarak satın aldığı fiyatın üçte ikisine satması caiz midir?
Cevap: Faizli borçtan kaçmak için
gerçekte bir tür hile olan böyle bir muamele şer'an haram ve batıldır.
Soru 533: Ben kâr elde
etmek ve faizden kaçmak için değeri yüksek olan bir evi beş milyon riyale satın
aldım. Sözleşme esnasında, satıcının beş ay içerisinde muameleyi
feshedebileceğini ve bu durumda benden aldığı parayı geri vererek evi
alabileceğini şart koştuk. Muamele bittikten sonra aynı evi satıcının kendisine
aylık 150 bin riyale kiraya verdim. Şimdi muamelenin üzerinden dört ay
geçtikten sonra İmam Humeyni'nin (r.a) fetvasına göre bu işin faizden kaçmak
için olursa caiz olmadığını öğrendim. Sizin fetvanıza göre bunun hükmü nedir?
Cevap: Eğer bu muamele ciddî bir
iradeyle gerçekleşmemiş ve sadece satıcının borç para elde etmek ve müşterinin
ise bir kazanç sağlamak amacıyla biçimsel olarak yapılmışsa, faizli borçtan
kaçmak için bir hile olan böyle bir muamele şer'an haram ve batıldır. Bu tür
muamelelerde müşterinin sadece evin fiyatı olarak satıcıya vermiş olduğu parayı
geri alma hakkı vardır.
Cevap: Faizli borcun caiz olması için
bunun hiçbir etkisi yoktur ve mala bir şey eklemekle faizli borç helâl olmaz.
Soru 535: İşçi ve
memurların çalıştıkları yıllarda aylık maaşlarının bir bölümünü,
yaşlandıklarında kullanmak için emeklilik sandığına ödemeleri ve emekliye
ayrıldıktan sonra o parayı devlet tarafından ona eklenen bir meblağla birlikte
almalarının bir sakıncası var mıdır?
Cevap: Emekli maaşı almanın sakıncası
yoktur. Devletin emekliye aylık maaşından kestiği miktara ek olarak verdiği
para, onun maaşlarının kârı değildir ve faiz sayılmaz.
Soru 536: Bazı
bankalar tapusu olan evin onarımı için cüâle sözleşmesi[25] çerçevesinde
ev sahibine borç veriyorlar; bu durumda, borçlu kişi borcunu yüzdelik bir oran
fazlalıkla birlikte belli bir zamana kadar taksitle ödemek zorundadır. Acaba bu
şekilde borç almak şer'-an caiz midir ve bu konuda cüâle sözleşmesi nasıl
tasavvur edilebilir?
Cevap: Eğer söz konusu meblağ ev
sahibine evini onarması için borç olarak verilmişse bu durumda onun cüâle
olması anlamsızdır; borcun kendisi her halükârda sahih
olmakla birlikte verilen borçtan fazla almak şartı caiz değildir. Ancak ev
sahibinin, evin onarımı için ban-ka için bedel kararlaştırmasının sakıncası
yoktur. Bu durumda cu'l (bedel) sadece bankanın evin tamiri için harcadığı
miktar değil, bankanın evi onarma karşılığında taksit olarak istediği şeylerin
hepsidir.
Soru 537: Eşyayı nakit
değerinden fazlasına veresiye olarak satın almak caiz midir? Bu faiz sayılmaz
mı?
Cevap: Eşyaları nakit fiyatından
fazlasına veresiye olarak satmanı ve satın almanın sakıncası yoktur; nakit ve
veresiye arasındaki fiyat farkı faiz sayılmaz.
Soru 538: Bir kimse
evini muhayyerlik satışıyla satar. Fakat satışı feshetmek için belirlenen
zamana kadar parayı müşteriye geri veremez. Bu arada üçüncü bir kişi satıcının
muameleyi feshetmesi için bu parayı müşteriye öder; ancak verdiği paraya
ilâveten kendi hizmeti karşılığı bir miktar para almayı da şart koşar; şer'an
bu meselenin hükmü nedir?
Cevap: Eğer üçüncü kişi parayı
müşteriye geri vermek ve muameleyi feshetmek için satıcı tarafından vekil
olarak görevlendirilmişse, yani, önce satıcıya bir miktar borç verir ve sonra
satıcı tarafından vekil olarak onu müşteriye vererek satışı feshederse, onun bu
işi ve bu vekâletinden dolayı ücret almasının sakıncası yoktur. Ama müşteriye
ödediği parayı satıcıya borç olarak vermişse, bu durumda satıcıdan taraf
müşteriye mal değeri olarak vermiş olduğu paradan fazlasını isteyemez.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder