Soru 544: Kişinin
halkın ihtiyaçlarını gidermek için yaptığı bedensel ve büyük bir fikrî
çalışmayı gerektirmeyen, maddî masrafları olmayan, ilgili makamlarca belli bir
fiyat belirlenmeyen, fiyatını belirlemek için harcanılan zaman ortalaması genel
bir ölçü olarak kabul edilmeyen hizmete, müşteriye haksızlık olmayacak biçimde
ücret belirlemenin ölçüsü nedir?
Cevap: Bu gibi hizmetlerin ücretini
belirlemek örfe bırakılmıştır. Bu gibi işlerde muamele taraflarının razı
olacakları bir miktarda anlaşmalarının sakıncası yoktur.
Soru 545: Bir ev kiraladım;
daha sonra bu evi satın almak için verilen paranın bir bölümünün faizden
olduğunu öğrendim; bu konuda ne yapmam gerekir?
Cevap: Evi kiraya veren kişinin onu
bizzat faizli parayla satın aldığını kesin olarak bilmediğiniz takdirde o evde
oturmanın, tasarruf etmenin bir sakıncası yoktur.
Soru 546: Çalıştığım
hükümet kurumu, iki aylık bir süre için beni yurt dışı görevine gönderdi ve
bana bu memuriyetin ücreti olarak bir miktar döviz verdi. Ben bu dövizi merkez
bankasından çok düşük bir fiyata satın aldım. Fakat bazı nedenlerden dolayı
memuriyetim bir aydan fazla sürmedi. Geri döndükten sonra ücret olarak aldığım
dövizin artan yarısını satın aldığım fiyatın çok üstünde bir fiyata sattım.
Şimdi üzerimde olan borcumu devlet hazinesine ödeyerek zimmetimi borçtan
temizlemek istiyorum. Bu durumda acaba üzerimdeki borç miktarı döviz satın
almak için ödediğim para mı, yoksa o dövizin satımından elde ettiğim para mı?
Cevap: Eğer mezkur ücret size
memuriyet müddetinin günleri miktarınca verilmişse, bu durumda geri kalan
günlere tekabül eden kısmı ödemekle yükümlüsünüz ve geri kalan paranın
kendisini veya şimdiki fiyatına eşit bir değeri devlete geri vermeniz gerekir.
Soru 547: Bir kimse
işverenle işçiler arasında aracılık yapmaktadır. Şöyle ki, işveren işçilerin
ücretini ona ver-mekte, aracı da aldığından daha azını işçilere ödemektedir.
Aracının bu işinin hükmü nedir?
Cevap: Aracı eğer işveren tarafından
vekilse paranın geri kalanını sahibine geri vermesi farzdır ve sahibinin razı
olduğunu bilmediği takdirde onda tasarruf etmesi veya kullanması caiz değildir.
Soru 548: Bir kimse
vakfedilmiş bir arsayı şer'î ve ka-nunî mütevellisinden on yıllığına kiralamış
ve bu konuda resmî bir kira belgesi düzenlenmiştir. Fakat kiraya veren kişinin
ölümünden sonra yerine geçen kişi, onun sefih (akılsız) olduğunu ve onunla
yapılan kira anlaşmasının batıl olduğunu iddia ediyor; bu konuda hüküm nedir?
Cevap: Kiraya verenin vakfedilen arsa
üzerindeki tasarruflarının batıl olduğu ispatlanmadıkça onun yapmış olduğu kira
sözleşmesinin sıhhatine hükmedilir.
Soru 549: Bir kimse
merkez camiinin vakıf yerlerinden bir mağazayı belli bir süreye kadar kiralamış;
fakat kira süresi bittikten sonra birkaç yılın kirasını ödemediği gibi orayı
boşaltmaktan kaçınmakta ve boşaltma karşılığında birkaç milyar riyal
istemektedir; acaba bu meblağı caminin vakıf mallarından ödemek caiz midir?
Cevap: Kiracının kira süresi
bittikten sonra kiralanan yer üzerinde hiçbir hakkı yoktur; kiracının o
mağazayı boşaltıp mütevellisine teslim etmesi farzdır. Ancak kanun açısından
onun kiralanan yer üzerinde bir hakka sahip olduğu tespit edilirse, bunu
isteyebilir ve bunun camiin vakıflarından ödenmesinin bir sakıncası yoktur.
Soru 550: Bir kimse belli bir zamana kadar bir ev kiralamıştır.
Kira süresi bittikten sonra orada belli bir süre daha kalabilmek için kira
zamanından önce ev sahibine belli bir zamana kadar evi boşaltmasını istememesi
şartıyla önceki ücretten daha yüksek bir ücret ödemiş ve eğer evi boşaltmasını
isteyecek olursa evi boşaltırken ikinci kira süresini önceki fiyatla
hesaplamasını ve fazla kalan parayı geri vermesini şart koşmuştur. Ancak ev
sahibi o süre bitmeden önce kiracıdan evi boşaltmasını istemiş ve ödenen fazla
meblağı da iade etmekten kaçınmıştır; bunun hükmü nedir? Acaba ev sahibi
kiracıdan evi boyamak için yaptığı masrafı isteyebilir mi? Bu hususta
aralarında hiçbir sözleşme olmadığı dikkate alınırsa hüküm nedir?
Cevap: Kira sözleşmesi esnasında
birinci kira süresi bittikten sonra ev sahibi belirlenen süreden önce evi
boşaltmasını istediği taktirde ikinci kira ücretini önceki kira ücreti kadar
ödemeyi şart koşmuşlarsa, bu durumda ev sahibi şarta aykırı olarak fazla para
isteyemez; eğer fazla para almışsa onu kiracıya geri vermesi gerekir. Ev sahibi
kiraya verdiği evi boyamak ve tamir etmek için yaptığı masrafları kiracıdan
alamaz.
Soru 551: Bir kimse
aylığı belli bir meblağa sahibinden iki oda kiralamıştır. Sahibi anahtarı
verdikten sonra kiracı eşyalarını taşımış ve daha sonra ailesini getirmek
amacıyla gitmiş, fakat geri dönmemiştir. Ev sahibi bunun nedenini bilmediği
gibi onun hakkında hiçbir bilgiye de sahip değil; acaba ev sahibinin bu iki
odayı tasarruf etmeye, kullanmaya hakkı var
mıdır? Kiracının eşyaları konusunda ev sahibinin nasıl davranması gerekir?
Cevap: Kira sözleşmesi şer'an sahih
bir şekilde gerçekleşmemişse, örneğin kira süresi belirlenmemişse, kiracının
kira olunan yerde hiçbir hakkı yoktur, oranın tasarruf yetkisi sahibine aittir.
Sahibi onu istediği gibi kullanabilir. Fakat kiracının eşyaları onun yanında
ema-nettir, onu koruması gerekir. Kiracı geri döndüğünde ev sahibi kiracıdan,
eşyalarını koyup kapısını kilitleyerek tasarruf ettiği müddet için odaların
emsalinin ücretini isteyebilir. Fakat kira şer'an sahih bir şekilde
gerçekleşmişse ev sahibi kira süresinin bitmesini beklemelidir, bu durumda
kiracı kira süresince kira ücretinin tamamını ev sahibine vermelidir ve sürenin
bitmesinden sonra kiracının o evde herhangi bir hakkı yoktur ve durum kiranın
temelden batıl olması gibidir.
Soru 552: Biz bir
şirketin çalışanları olarak şirketin, sahibinden kiraladığı evlerde
oturmaktayız. Şimdi ev sahibinin vekili kira miktarı konusunda şirketle ev
sahibi arasında anlaşmazlık bulunduğunu ve ev sahibinin mahkeme kararına kadar
orada namaz kılınmasına ve diğer tasarruflara razı olmadığını ileri
sürmektedir. Bu durumda geçmişte kıldığımız namazları kaza etmemiz farz mıdır,
yoksa mevzuu bilmeyişimiz bizi bu yükümlülükten kurtarır mı?
Cevap: Kira sahih bir şekilde
gerçekleştikten sonra kira süresi bitmedikçe şirket çalışanlarının o binadaki
tasarrufları için ev sahibinin iznine ve yeniden onayına ihtiyaç yoktur ve o
binada namaz kılmak sahihtir. Bunun gibi kiranın batıl olduğu veya kira
süresinin bittiği farz edilse bile bina sakinleri bundan habersiz namaz
kılmışlarsa namazları sahihtir ve namazlarını iade etmeleri gerekmez.
Soru 553: Bir memur
kendi evini kiraya vererek çalıştığı kuruma bağlı evlerin birinde oturmaktadır.
Kendilerine ait evleri olanların kuruma ait evlerden yararlanmaması gerektiği
kanununa aykırı davranıldığı ortadayken bu memurun kiracısı onun çalıştığı
kurumun kuralına aykırı davrandığını bilirse ne yapmalıdır?
Cevap: Bir kuruma ait olan evlerin
şartlarını haiz olmayan kişiler tarafından kullanılması caiz değildir; ancak
görevlinin şahsî mülkü olan evi bir başkasına kiraya vermesinin veya başka
birinin onun evini kiralamasının ve yine kiracının onda yaptığı tasarruflarının
sakıncası yoktur.
Soru 554: Ev sahibi
kiracıya süresi bittiğinde evi boşaltmadığı takdirde her gün için emsalinin
ücretinden fazla bir meblağ vermesini şart koşuyor; acaba kiracının sözleşme
esnasında ödemeyi taahhüt ettiği bu meblağı ödemesi gerekir mi?
Cevap: Kiracının lâzım ve bağlayıcı
sözleşme esnasında zikredilen şarta uyması ve amel etmesi şarttır.
Soru 555: Bir kimse,
bir yeri kendi izni olmaksızın başka birine kiraya vermemeleri şartıyla iki
kişiye müşâ veya şayi hisseli olarak kiraya verir. Ancak kiracılardan birisi ev
sahibinden izin almaksızın payını ortağına devreder; acaba bu işe, kiracı
hakkını başkasına devretti, denilir mi?
Cevap: Bu işlem de başkasına devretme
kapsamına girer, ancak ortada, şartın diğer ortağa devretmeyi kapsamayacağına dair
bir işaret bulunması müstesna.
Soru 556: Bir su ve
yer hissesini, ikinci yılın başında kiraya verenin feshetme hakkı olması
şartıyla dört yıllığına kiraladım. Fakat kiraya veren kira sözleşmesini ikinci
yılın sonuna kadar feshetmedi ve hatta üçüncü yılın ücretini alarak
karşılığında makbuz da verdi. Acaba bu durumda kiraya veren veya mülkü satın
aldığını iddia eden kimsenin kira müddeti bitmeden önce mülk üzerinde
tasarrufta ve müdahalede bulunma hakkı var mıdır?
Cevap: Kiraya veren, kira
sözleşmesini, feshetmeye hakkı olduğu zaman içerisinde feshetmezse, ondan sonra
sözleşmeyi feshetmesi caiz değildir ve muhayyerlik süresi bittikten sonra mülkü
başkasına satması, kira sözleşmesinin batıl olmasına sebep olmaz; mülkün yeni
sahibi kira süresi bitinceye kadar beklemek zorundadır.
Soru 557: Bir şahıs
gıda maddeleri satmada kullanmak şartıyla iki mağazayı kiralar ve bu şart kira
sözleşmesinde de kaydedilirse, fakat kiracı bu şarta bağlı kalmazs,; acaba
kiracının bu mağazalardaki ticarî faaliyeti helâl midir? Kiraya veren şarta
aykırı davranılması sebebiyle bu kira sözleşmesini feshetme hakkına sahip
midir?
Cevap: Kiracının mülk sahibinin
şartına uygun davranması şarttır ve eğer şarta aykırı hareket edecek olursa,
şarta aykırı hareket edilmesinden dolayı mülk sahibi sözleşmeyi feshedebilir.
Soru 558: Ben bir
kurumda çalışıyorum. Kurum müdürü aylık maaşa ilâveten benim için konut, normal
tatil ve sigorta gibi günün örfünün gerekli gördüğü şeyleri temin edeceğine
dair taahhütte bulundu. Fakat birkaç yıl geçmesine rağmen taahhütlerinin
hiçbirini yerine getirmedi ve elimde yazılı bir kontrat da olmadığından hakkımı
alamıyorum; acaba bu durumda kanunî yollarla haklarımı isteyebilir miyim?
Cevap: Kanunî makamlar aracılığıyla hakkınızı talep
etmenin bir sakıncası yoktur.
Soru 559: Bir kimse,
yağmur suyuyla sulanan vakfedilmiş bir tarlayı belli bir ücret karşılığında
kiralamıştır. Ancak yağmur suyuna bağımlı kaldığı için az ürün vermesi
nedeniyle onun kanal veya kuyu suyuyla sulanması için gerekli işleri yapmış ve
bu amaçla çok miktarda para harcamıştır; bu durumda kiracı tarlanın kirasını
yağmurla sulama esasına göre mi, yoksa kanalla sulama esasına göre mi
vermelidir? Bu kanal veya kuyu eğer kamu sektörü tarafından yapılmışsa hüküm
nedir? Eğer vakfeden kişi o yerin kiralanmasından elde edilen kiranın nasıl
kullanılacağını belirlemişse, mesela yıllık kirasının on gün Şehitler Serveri
İmam Hüseyin'in (a.s) yas törenlerinde harcanmasını belirtmişse, acaba kira
ücreti vakfeden kişinin tayin ettiği alanda mı harcanmalıdır? Ve eğer vakıf
yöneticisi kiracıdan kirayı almaktan kaçınırsa kiracının kirayı Vakıflar
Müdürlüğü'ne ödemesi caiz midir?
Cevap: Tarlayı yağmur suyu yerine yer
altından çıkan suyla sulamak için kuyu kazmak, kanal açmak ve benzeri
teşebbüsler, kira sözleşmesi sahih bir şekilde gerçekleştikten sonra yapılırsa,
ister vakıf yöneticisinin, ister kamu sektörünün ve isterse kiracının parasıyla
olsun, kira sözleşmesinde belirlenen ücretin azaltılıp çoğaltılmasını
gerektirmez. Ama bu, kira sözleşmesinden önce veya kira süresinin bitiminden
sonra ve yeni sözleşme yapılmadan önce olursa, bu durumda vakıf yöneticisi
tarla için hazırlanan bütün imkânları göz önünde bulundurarak, onu kiraya
verirken o zamanki adilane bir fiyatla vermelidir. Ücret vakfın belirlediği yerde
harcanmalıdır. Vakfın kira ücretinin miktarının tayini, vakfın maslahat ve
çıkarlarını kiraya verirken gözetecek şer'î yöneticinin görüşüne bağlıdır. Ve
vakfın şer'î yöneticisinden kiralamadan ve ondan izin almadan vakıfta tasarruf
etmek caiz değildir; bu, gasp sayılır. Vakıfta tasarruf etmenin caiz olması
için sadece kira parasını vakıf dairesine veya herhangi bir fona vermek yeterli
değildir. Fakat vakıf yöneticisi kira süresi boyunca kiracıdan kirayı almazsa,
kiracının ondan yararlanmaya devam etmesinin sakıncası yoktur; bu durumda kira
bedeli Vakıflar Müdürlüğü'yle uyum içerisinde vakıfta belirtilen hususa riayet
edilerek harcanmalıdır.
Soru 560: Kiracı eğer,
kiraya verenden kiralanan yeri tamir etmesini ve onda bazı değişiklikler
yapmasını isterse, bunun masrafları kime aittir?
Cevap: Eğer kiralanan şeyin kendisi
aynen kira sözleşmesi yapıldığı zamandaki hâlinde ise, kiraya verenin bazı
değişiklikler yapması ve tamir etmesi doğrultusundaki kiracı talebini kabul
etmesi şart değildir. Fakat kiracının bu isteğini kabul ettikten sonra,
kiralanan yerde yapılan tüm değişiklik ve onarım masrafları onun kendisine
aittir ve kiracının kiraya verenden bu işleri yapmasını istemesi, bu masraflara
katlanmasını ve bunları karşılamasını gerektirmez.
Soru 561: Bir kimse
yas meclisinde bir kişiden Kur-ân okumasını ister ve bunun karşılığında ücret
olarak ona bir miktar para verir. Fakat bu şahıs Kur'ân okurken kendisine para
veren kişiyi niyet etmeyi unutur. Dolayısıyla Kur'ân okuduktan sonra okuduğu
Kur'ân'ı, niyetinde bu işi yapmasını tavsiye edene atfetmek ister, acaba onun
bu davranışı sahih midir ve bu ücreti hakkeder mi?
Cevap: Kur'ân
okurken o kişiyi niyet etmemişse, Kur'ân okuduktan sonra onu kendisine bu işi
tavsiye edenin namına hesaplayamaz; dolayısıyla ücrete hak kazanmaz.
Soru 562: Bir aracıyla bir evi görmeye gittik. Evi gördükten
sonra satın almaktan vazgeçtik. Daha sonra aynı evi başka birisiyle görmeye
gittik ve aracının haberi olmadan muameleyi sonuçlandırdık, acaba bu konuda
aracının herhangi bir hakkı var mı?
Cevap: Aracı müşteriye kılavuzluk
edip satışa sunulan malı müşteriye göstermek için onunla birlikte gitmesine
karşılık müşteriden ücret isteyebilir. Ancak aracı muamelenin gerçekleşmesinde
aracılık yapmaz ve bu konuda bir rolü bulunmazsa satıcıyla müşteri arasında
muamelenin gerçekleşmesi karşılığında ücret isteye-mez. Bu konuda eğer kanun ve
kurallar varsa onlara uyulması gerekir.
Soru 563: Bir şahıs
evini satmak için emlâkçi bürosuna müracaat eder ve bu büronun yardımıyla
müşteri bulur ve evin değerini belirler. Fakat daha sonra müşteri tellâl hakkı
vermemek için muameleyi doğrudan satıcıyla gerçekleştiriyor. Acaba bu durumda
müşteri ve satıcının aracı ücreti ödemesi gerekir mi?
Cevap: Sırf aracıya müracaat etmek
aracının muameleyi gerçekleştirme ücretine hak kazanmasına sebep olmaz. Fakat
emlâkçı, alıcı veya satıcıdan biri için bir iş yapmışsa, o işi yaptığı kişiden
o işin emsalinin ücretini isteyebilir.
Soru 564: Bir yeri
belli bir zamana kadar belli bir paraya kiralayan bir kimse bir süre sonra kira
sözleşmesini fesheder; acaba bu kira sözleşmesini feshetmesi sahih midir? Eğer
sahih ise, kiraya veren fesihten önceki günler için bir ücrete hak kazanır mı?
Cevap: Kiracının, şer'an feshetme
hakkı yoksa kendi kendine sözleşmeyi feshedemez. Kiracıya muhayyerlik hakkı
doğmuşsa ve muameleyi feshederse, fesihten önceki günlerin ücretini ödemelidir.
Soru 565: Bir kimse
bir tarım arazisini, sulamak amacıyla derin kuyu kazarak su çıkarma işleri ve
masrafları kendi üzerine olmak kaydıyla kiralar. Kiracı kanunî hazırlıkları
geride bırakıp kuyu kazımı için kendi adına izin aldıktan sonra kuyuyu kazar ve
ondan yararlanmaya başlar. Fakat aradan bir yıl geçtikten sonra arazinin sahibi
tek taraflı olarak sözleşmeyi bozar; bu durumda kuyunun kendisinin, yapılan
harcamaların ve satın alınmış araç gereçlerin hükmü nedir? Acaba kuyu kiracının
mıdır, yoksa mülkiyette araziye mi tâbidir?
Cevap: Kira süresi sona ermedikçe
taraflardan hiçbirinin sözleşmeyi feshetme hakkı yoktur ve sözleşmede aksine
bir şart konulmamışsa kuyu araziye tâbi olup arazi sahibine aittir. Ancak kuyu
üzerine kurulan araç gereçler ve yine kiracının kendi malıyla satın aldığı
şeyler kiracıya aittir. Kira sözleşmesinde kiracının kuyudan yararlanma hakkı
kabul edilmişse bu durumda kiracının hakkı saklıdır.
Soru 566: Bazı özel
şirketler ve kurumlar İslâmî Şura Meclisi tarafından tasvip edilen ve Anayasayı
Koruma Konseyi tarafından onaylanan iş kanunu kapsamına giren işçilere bazı
malî hak ve primlerini ödemekten kaçınıyorlar, bu konuda hüküm nedir?
Cevap: İş verenlerin, kanun ve
kurallara uygun olarak işçi ve memurların haklarıyla ilgili bütün taahhütlerini
yerine getirmeleri farzdır; işçiler de, kendi kanunî haklarını talep
edebilirler.
Soru 567: Kiracı,
dairenin kira sözleşmesinin süresinin bitişinden binanın boşaltılmasına kadar
geçen sürede bütçesinden bir miktarını kiraya veren daireye ödemesi şartıyla,
iki devlet dairesinin, aralarında birisine ait binanın bir bölümünü, belli bir
zaman için öteki dairenin kullanımına bırakmak üzere sözleşme yapmaları caiz
midir?
Cevap: Eğer bu iş sahih bir kira
sözleşmesi çerçevesinde ve binanın kanunî sorumlusunun kabul ve onayıyla
gerçekleşirse sakıncasızdır ve sözleşmedeki koşul da şeriata muhalif değilse
geçerli bir koşuldur.
Soru 568: Günümüzde
evi kiraya verirken halk arasında yaygın olan bir biçimde kiracıdan önceden
para almanın şer'î hükmü nedir?
Cevap: Eğer ev sahibi, kiracının
kendisine bir miktar borç vermesi şartıyla evini belli bir zamana kadar belli
bir ücretle kiraya vermeyi kararlaştırır ve aldığı borcu dikkate alarak evini
benzeri bir evin ücretinden daha düşük bir ücrete de kiraya verirse, bunun
sakıncası yoktur. Fakat evini bedava olarak kiracının tasarrufunda bırakmak
veya evini benzeri bir evin ücretine veya benzerlerinin ücretinden az ya da çok
bir bedel karşılığında kiraya vermek şartıyla kiracıdan borç alırsa, öyle ki
aralarında ilk olarak borç almak ve borç vermek gerçekleşir ve evi kiraya
vermek veya kiracının tasarrufuna bırakmak borçtaki bir şart olursa, bunların
hepsi haram ve batıldır.
Soru 569: Nakliyat
şirketinin, belli bir ücret karşılığı taşımak ve müşteriye ulaştırmak için
teslim aldığı eşyalar yolda çalınma veya yanma nedeniyle zayi olursa veya bir
zarar görürse nakliyeci tazminatla yükümlü olur mu?
Cevap: Eşyaları taşıması ve
belirlenen yere ulaştırması için kiralanan nakliyât şirketi, eşyaları korumak
için taşımacılıkta yaygın olarak bilinen tedbirleri alır ve bu konuda hiçbir
ifrat ve tefritte bulunmazsa, bir ihmali söz konusu değilse ve sözleşmede
tazminatla yükümlülüğü şart koşulmamışsa yükümlü olmaz, aksi durumda zararın
tazminiyle yükümlüdür.
Soru 570: Çoban koyun
sürüsünü ağılda toplayıp kapısını kapattıktan sonra eğer oradan on sekiz km.
uzaklıktaki evine gider ve geceleyin kurtlar ağıla girerek koyunları parçalarsa,
çoban tazminatla yükümlü olur mu? Sözleşme gereği ücret olarak çobana o
koyunlardan yedisinin verileceği dikkate alınırsa, acaba koyunları otlatması
için istihdam eden kişinin çobana ücretini vermesi gerekir mi?
Cevap: Çoban geceleri sürünün ağılını
korumakla sorumlu değilse ve koyunları korumada hiçbir aşırılık ve kusurda
bulunmamışsa tazminatla yükümlü değildir ve çobanlık ücretinin tamamını
isteyebilir.
Soru 571: Komşusunun
evinde herhangi bir kira, satış veya ipotek sözleşmesi yapmaksızın uzun yıllar
bedava olarak oturan bir kimse, ev sahibinin ölmesinden sonra mirasçılarının
evi geri istemeleri karşısında evi vermekten kaçınmakta ve evin kendisine ait
olduğunu iddia etmekte, ancak iddiasını ispatlayacak bir delili de
bulunmamaktadır. Bu konuda hüküm nedir?
Cevap: Mirasçılar şer'î bir yolla
evin, miras bırakanın malı olduğunu ispatlarlar veya evi elinde bulunduran kişi
bunu itiraf eder, ancak o evin kendisine intikal ettiğini iddia etmesine
rağmen, bu iddiasını şer'î bir yolla ispatlayamazsa evi sahibinin mirasçılarına
geri vermelidir.
Soru 572: Saatini
tamir etmesi için saatçiye veren bir kişinin saati çalınırsa; acaba saatçi
dükkanın sahibi taz-minat ödemekle yükümlü müdür?
Cevap: Saatçi dükkanı sahibi saati
korumada kusur etmemişse tazminatla yükümlü değildir.
Soru 573: Yabancı
şirketlerin vekâletinde onların mallarını satan ve hizmeti karşılığında belli
bir yüzde komisyon alan özel bir şirketin komisyon alması şer'an caiz midir?
Devlet memurlarından birisi bu özel şirketle işbirliği yaparsa, onun da bu
komisyondan bir miktar alması caiz midir?
Cevap: Eğer bu komisyon yabancı veya
yerli, devlete ait veya özel şirketlerin mallarını satmada vekâlet ücreti
olarak alınırsa vekil için özü itibariyle bir sakıncası yoktur. Fakat devlet
memuruna gelince; eğer sunduğu resmî hizmetler karşılığında aylık maaş
alıyorsa, başka bir ücret veya hediye almaya hakkı yoktur.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder