3 Kasım 2013 Pazar

KİRA

Soru 544: Kişinin halkın ihtiyaçlarını gidermek için yaptığı bedensel ve büyük bir fikrî çalışmayı gerektirmeyen, maddî masrafları olmayan, ilgili makamlarca belli bir fiyat belirlenmeyen, fiyatını belirlemek için harcanılan zaman ortalaması genel bir ölçü olarak kabul edilmeyen hizmete, müşteriye haksızlık olmayacak biçimde ücret belirlemenin ölçüsü nedir?

Cevap: Bu gibi hizmetlerin ücretini belirlemek örfe bırakılmıştır. Bu gibi işlerde muamele taraflarının razı olacakları bir miktarda anlaşmalarının sakıncası yoktur.

Soru 545: Bir ev kiraladım; daha sonra bu evi satın almak için verilen paranın bir bölümünün faizden olduğunu öğrendim; bu konuda ne yapmam gerekir?

Cevap: Evi kiraya veren kişinin onu bizzat faizli parayla satın aldığını kesin olarak bilmediğiniz takdirde o evde oturmanın, tasarruf etmenin bir sakıncası yoktur.

Soru 546: Çalıştığım hükümet kurumu, iki aylık bir süre için beni yurt dışı görevine gönderdi ve bana bu memuriyetin ücreti olarak bir miktar döviz verdi. Ben bu dövizi merkez bankasından çok düşük bir fiyata satın aldım. Fakat bazı nedenlerden dolayı memuriyetim bir aydan fazla sürmedi. Geri döndükten sonra ücret olarak aldığım dövizin artan yarısını satın aldığım fiyatın çok üstünde bir fiyata sattım. Şimdi üzerimde olan borcumu devlet hazinesine ödeyerek zimmetimi borçtan temizlemek istiyorum. Bu durumda acaba üzerimdeki borç miktarı döviz satın almak için ödediğim para mı, yoksa o dövizin satımından elde ettiğim para mı?

Cevap: Eğer mezkur ücret size memuriyet müddetinin günleri miktarınca verilmişse, bu durumda geri kalan günlere tekabül eden kısmı ödemekle yükümlüsünüz ve geri kalan paranın kendisini veya şimdiki fiyatına eşit bir değeri devlete geri vermeniz gerekir.

Soru 547: Bir kimse işverenle işçiler arasında aracılık yapmaktadır. Şöyle ki, işveren işçilerin ücretini ona ver-mekte, aracı da aldığından daha azını işçilere ödemektedir. Aracının bu işinin hükmü nedir?

Cevap: Aracı eğer işveren tarafından vekilse paranın geri kalanını sahibine geri vermesi farzdır ve sahibinin razı olduğunu bilmediği takdirde onda tasarruf etmesi veya kullanması caiz değildir.

Soru 548: Bir kimse vakfedilmiş bir arsayı şer'î ve ka-nunî mütevellisinden on yıllığına kiralamış ve bu konuda resmî bir kira belgesi düzenlenmiştir. Fakat kiraya veren kişinin ölümünden sonra yerine geçen kişi, onun sefih (akılsız) olduğunu ve onunla yapılan kira anlaşmasının batıl olduğunu iddia ediyor; bu konuda hüküm nedir?

Cevap: Kiraya verenin vakfedilen arsa üzerindeki tasarruflarının batıl olduğu ispatlanmadıkça onun yapmış olduğu kira sözleşmesinin sıhhatine hükmedilir.

Soru 549: Bir kimse merkez camiinin vakıf yerlerinden bir mağazayı belli bir süreye kadar kiralamış; fakat kira süresi bittikten sonra birkaç yılın kirasını ödemediği gibi orayı boşaltmaktan kaçınmakta ve boşaltma karşılığında birkaç milyar riyal istemektedir; acaba bu meblağı caminin vakıf mallarından ödemek caiz midir?

Cevap: Kiracının kira süresi bittikten sonra kiralanan yer üzerinde hiçbir hakkı yoktur; kiracının o mağazayı boşaltıp mütevellisine teslim etmesi farzdır. Ancak kanun açısından onun kiralanan yer üzerinde bir hakka sahip olduğu tespit edilirse, bunu isteyebilir ve bunun camiin vakıflarından ödenmesinin bir sakıncası yoktur.

Soru 550: Bir kimse belli bir zamana kadar bir ev kiralamıştır. Kira süresi bittikten sonra orada belli bir süre daha kalabilmek için kira zamanından önce ev sahibine belli bir zamana kadar evi boşaltmasını istememesi şartıyla önceki ücretten daha yüksek bir ücret ödemiş ve eğer evi boşaltmasını isteyecek olursa evi boşaltırken ikinci kira süresini önceki fiyatla hesaplamasını ve fazla kalan parayı geri vermesini şart koşmuştur. Ancak ev sahibi o süre bitmeden önce kiracıdan evi boşaltmasını istemiş ve ödenen fazla meblağı da iade etmekten kaçınmıştır; bunun hükmü nedir? Acaba ev sahibi kiracıdan evi boyamak için yaptığı masrafı isteyebilir mi? Bu hususta aralarında hiçbir sözleşme olmadığı dikkate alınırsa hüküm nedir?

Cevap: Kira sözleşmesi esnasında birinci kira süresi bittikten sonra ev sahibi belirlenen süreden önce evi boşaltmasını istediği taktirde ikinci kira ücretini önceki kira ücreti kadar ödemeyi şart koşmuşlarsa, bu durumda ev sahibi şarta aykırı olarak fazla para isteyemez; eğer fazla para almışsa onu kiracıya geri vermesi gerekir. Ev sahibi kiraya verdiği evi boyamak ve tamir etmek için yaptığı masrafları kiracıdan alamaz.

Soru 551: Bir kimse aylığı belli bir meblağa sahibinden iki oda kiralamıştır. Sahibi anahtarı verdikten sonra kiracı eşyalarını taşımış ve daha sonra ailesini getirmek amacıyla gitmiş, fakat geri dönmemiştir. Ev sahibi bunun nedenini bilmediği gibi onun hakkında hiçbir bilgiye de sahip değil; acaba ev sahibinin bu iki odayı tasarruf etmeye, kullanmaya hakkı var mıdır? Kiracının eşyaları konusunda ev sahibinin nasıl davranması gerekir?

Cevap: Kira sözleşmesi şer'an sahih bir şekilde gerçekleşmemişse, örneğin kira süresi belirlenmemişse, kiracının kira olunan yerde hiçbir hakkı yoktur, oranın tasarruf yetkisi sahibine aittir. Sahibi onu istediği gibi kullanabilir. Fakat kiracının eşyaları onun yanında ema-nettir, onu koruması gerekir. Kiracı geri döndüğünde ev sahibi kiracıdan, eşyalarını koyup kapısını kilitleyerek tasarruf ettiği müddet için odaların emsalinin ücretini isteyebilir. Fakat kira şer'an sahih bir şekilde gerçekleşmişse ev sahibi kira süresinin bitmesini beklemelidir, bu durumda kiracı kira süresince kira ücretinin tamamını ev sahibine vermelidir ve sürenin bitmesinden sonra kiracının o evde herhangi bir hakkı yoktur ve durum kiranın temelden batıl olması gibidir.

Soru 552: Biz bir şirketin çalışanları olarak şirketin, sahibinden kiraladığı evlerde oturmaktayız. Şimdi ev sahibinin vekili kira miktarı konusunda şirketle ev sahibi arasında anlaşmazlık bulunduğunu ve ev sahibinin mahkeme kararına kadar orada namaz kılınmasına ve diğer tasarruflara razı olmadığını ileri sürmektedir. Bu durumda geçmişte kıldığımız namazları kaza etmemiz farz mıdır, yoksa mevzuu bilmeyişimiz bizi bu yükümlülükten kurtarır mı?

Cevap: Kira sahih bir şekilde gerçekleştikten sonra kira süresi bitmedikçe şirket çalışanlarının o binadaki tasarrufları için ev sahibinin iznine ve yeniden onayına ihtiyaç yoktur ve o binada namaz kılmak sahihtir. Bunun gibi kiranın batıl olduğu veya kira süresinin bittiği farz edilse bile bina sakinleri bundan habersiz namaz kılmışlarsa namazları sahihtir ve namazlarını iade etmeleri gerekmez.

Soru 553: Bir memur kendi evini kiraya vererek çalıştığı kuruma bağlı evlerin birinde oturmaktadır. Kendilerine ait evleri olanların kuruma ait evlerden yararlanmaması gerektiği kanununa aykırı davranıldığı ortadayken bu memurun kiracısı onun çalıştığı kurumun kuralına aykırı davrandığını bilirse ne yapmalıdır?

Cevap: Bir kuruma ait olan evlerin şartlarını haiz olmayan kişiler tarafından kullanılması caiz değildir; ancak görevlinin şahsî mülkü olan evi bir başkasına kiraya vermesinin veya başka birinin onun evini kiralamasının ve yine kiracının onda yaptığı tasarruflarının sakıncası yoktur.

Soru 554: Ev sahibi kiracıya süresi bittiğinde evi boşaltmadığı takdirde her gün için emsalinin ücretinden fazla bir meblağ vermesini şart koşuyor; acaba kiracının sözleşme esnasında ödemeyi taahhüt ettiği bu meblağı ödemesi gerekir mi?

Cevap: Kiracının lâzım ve bağlayıcı sözleşme esnasında zikredilen şarta uyması ve amel etmesi şarttır.

Soru 555: Bir kimse, bir yeri kendi izni olmaksızın başka birine kiraya vermemeleri şartıyla iki kişiye müşâ veya şayi hisseli olarak kiraya verir. Ancak kiracılardan birisi ev sahibinden izin almaksızın payını ortağına devreder; acaba bu işe, kiracı hakkını başkasına devretti, denilir mi?

Cevap: Bu işlem de başkasına devretme kapsamına girer, ancak ortada, şartın diğer ortağa devretmeyi kapsamayacağına dair bir işaret bulunması müstesna.

Soru 556: Bir su ve yer hissesini, ikinci yılın başında kiraya verenin feshetme hakkı olması şartıyla dört yıllığına kiraladım. Fakat kiraya veren kira sözleşmesini ikinci yılın sonuna kadar feshetmedi ve hatta üçüncü yılın ücretini alarak karşılığında makbuz da verdi. Acaba bu durumda kiraya veren veya mülkü satın aldığını iddia eden kimsenin kira müddeti bitmeden önce mülk üzerinde tasarrufta ve müdahalede bulunma hakkı var mıdır?

Cevap: Kiraya veren, kira sözleşmesini, feshetmeye hakkı olduğu zaman içerisinde feshetmezse, ondan sonra sözleşmeyi feshetmesi caiz değildir ve muhayyerlik süresi bittikten sonra mülkü başkasına satması, kira sözleşmesinin batıl olmasına sebep olmaz; mülkün yeni sahibi kira süresi bitinceye kadar beklemek zorundadır.

Soru 557: Bir şahıs gıda maddeleri satmada kullanmak şartıyla iki mağazayı kiralar ve bu şart kira sözleşmesinde de kaydedilirse, fakat kiracı bu şarta bağlı kalmazs,; acaba kiracının bu mağazalardaki ticarî faaliyeti helâl midir? Kiraya veren şarta aykırı davranılması sebebiyle bu kira sözleşmesini feshetme hakkına sahip midir?

Cevap: Kiracının mülk sahibinin şartına uygun davranması şarttır ve eğer şarta aykırı hareket edecek olursa, şarta aykırı hareket edilmesinden dolayı mülk sahibi sözleşmeyi feshedebilir.

Soru 558: Ben bir kurumda çalışıyorum. Kurum müdürü aylık maaşa ilâveten benim için konut, normal tatil ve sigorta gibi günün örfünün gerekli gördüğü şeyleri temin edeceğine dair taahhütte bulundu. Fakat birkaç yıl geçmesine rağmen taahhütlerinin hiçbirini yerine getirmedi ve elimde yazılı bir kontrat da olmadığından hakkımı alamıyorum; acaba bu durumda kanunî yollarla haklarımı isteyebilir miyim?

Cevap: Kanunî makamlar aracılığıyla hakkınızı talep etmenin bir sakıncası yoktur.

Soru 559: Bir kimse, yağmur suyuyla sulanan vakfedilmiş bir tarlayı belli bir ücret karşılığında kiralamıştır. Ancak yağmur suyuna bağımlı kaldığı için az ürün vermesi nedeniyle onun kanal veya kuyu suyuyla sulanması için gerekli işleri yapmış ve bu amaçla çok miktarda para harcamıştır; bu durumda kiracı tarlanın kirasını yağmurla sulama esasına göre mi, yoksa kanalla sulama esasına göre mi vermelidir? Bu kanal veya kuyu eğer kamu sektörü tarafından yapılmışsa hüküm nedir? Eğer vakfeden kişi o yerin kiralanmasından elde edilen kiranın nasıl kullanılacağını belirlemişse, mesela yıllık kirasının on gün Şehitler Serveri İmam Hüseyin'in (a.s) yas törenlerinde harcanmasını belirtmişse, acaba kira ücreti vakfeden kişinin tayin ettiği alanda mı harcanmalıdır? Ve eğer vakıf yöneticisi kiracıdan kirayı almaktan kaçınırsa kiracının kirayı Vakıflar Müdürlüğü'ne ödemesi caiz midir?

Cevap: Tarlayı yağmur suyu yerine yer altından çıkan suyla sulamak için kuyu kazmak, kanal açmak ve benzeri teşebbüsler, kira sözleşmesi sahih bir şekilde gerçekleştikten sonra yapılırsa, ister vakıf yöneticisinin, ister kamu sektörünün ve isterse kiracının parasıyla olsun, kira sözleşmesinde belirlenen ücretin azaltılıp çoğaltılmasını gerektirmez. Ama bu, kira sözleşmesinden önce veya kira süresinin bitiminden sonra ve yeni sözleşme yapılmadan önce olursa, bu durumda vakıf yöneticisi tarla için hazırlanan bütün imkânları göz önünde bulundurarak, onu kiraya verirken o zamanki adilane bir fiyatla vermelidir. Ücret vakfın belirlediği yerde harcanmalıdır. Vakfın kira ücretinin miktarının tayini, vakfın maslahat ve çıkarlarını kiraya verirken gözetecek şer'î yöneticinin görüşüne bağlıdır. Ve vakfın şer'î yöneticisinden kiralamadan ve ondan izin almadan vakıfta tasarruf etmek caiz değildir; bu, gasp sayılır. Vakıfta tasarruf etmenin caiz olması için sadece kira parasını vakıf dairesine veya herhangi bir fona vermek yeterli değildir. Fakat vakıf yöneticisi kira süresi boyunca kiracıdan kirayı almazsa, kiracının ondan yararlanmaya devam etmesinin sakıncası yoktur; bu durumda kira bedeli Vakıflar Müdürlüğü'yle uyum içerisinde vakıfta belirtilen hususa riayet edilerek harcanmalıdır.

Soru 560: Kiracı eğer, kiraya verenden kiralanan yeri tamir etmesini ve onda bazı değişiklikler yapmasını isterse, bunun masrafları kime aittir?

Cevap: Eğer kiralanan şeyin kendisi aynen kira sözleşmesi yapıldığı zamandaki hâlinde ise, kiraya verenin bazı değişiklikler yapması ve tamir etmesi doğrultusundaki kiracı talebini kabul etmesi şart değildir. Fakat kiracının bu isteğini kabul ettikten sonra, kiralanan yerde yapılan tüm değişiklik ve onarım masrafları onun kendisine aittir ve kiracının kiraya verenden bu işleri yapmasını istemesi, bu masraflara katlanmasını ve bunları karşılamasını gerektirmez.

Soru 561: Bir kimse yas meclisinde bir kişiden Kur-ân okumasını ister ve bunun karşılığında ücret olarak ona bir miktar para verir. Fakat bu şahıs Kur'ân okurken kendisine para veren kişiyi niyet etmeyi unutur. Dolayısıyla Kur'ân okuduktan sonra okuduğu Kur'ân'ı, niyetinde bu işi yapmasını tavsiye edene atfetmek ister, acaba onun bu davranışı sahih midir ve bu ücreti hakkeder mi?

Cevap: Kur'ân okurken o kişiyi niyet etmemişse, Kur'ân okuduktan sonra onu kendisine bu işi tavsiye edenin namına hesaplayamaz; dolayısıyla ücrete hak kazanmaz.

Soru 562: Bir aracıyla bir evi görmeye gittik. Evi gördükten sonra satın almaktan vazgeçtik. Daha sonra aynı evi başka birisiyle görmeye gittik ve aracının haberi olmadan muameleyi sonuçlandırdık, acaba bu konuda aracının herhangi bir hakkı var mı?

Cevap: Aracı müşteriye kılavuzluk edip satışa sunulan malı müşteriye göstermek için onunla birlikte gitmesine karşılık müşteriden ücret isteyebilir. Ancak aracı muamelenin gerçekleşmesinde aracılık yapmaz ve bu konuda bir rolü bulunmazsa satıcıyla müşteri arasında muamelenin gerçekleşmesi karşılığında ücret isteye-mez. Bu konuda eğer kanun ve kurallar varsa onlara uyulması gerekir.

Soru 563: Bir şahıs evini satmak için emlâkçi bürosuna müracaat eder ve bu büronun yardımıyla müşteri bulur ve evin değerini belirler. Fakat daha sonra müşteri tellâl hakkı vermemek için muameleyi doğrudan satıcıyla gerçekleştiriyor. Acaba bu durumda müşteri ve satıcının aracı ücreti ödemesi gerekir mi?

Cevap: Sırf aracıya müracaat etmek aracının muameleyi gerçekleştirme ücretine hak kazanmasına sebep olmaz. Fakat emlâkçı, alıcı veya satıcıdan biri için bir iş yapmışsa, o işi yaptığı kişiden o işin emsalinin ücretini isteyebilir.

Soru 564: Bir yeri belli bir zamana kadar belli bir paraya kiralayan bir kimse bir süre sonra kira sözleşmesini fesheder; acaba bu kira sözleşmesini feshetmesi sahih midir? Eğer sahih ise, kiraya veren fesihten önceki günler için bir ücrete hak kazanır mı?

Cevap: Kiracının, şer'an feshetme hakkı yoksa kendi kendine sözleşmeyi feshedemez. Kiracıya muhayyerlik hakkı doğmuşsa ve muameleyi feshederse, fesihten önceki günlerin ücretini ödemelidir.

Soru 565: Bir kimse bir tarım arazisini, sulamak amacıyla derin kuyu kazarak su çıkarma işleri ve masrafları kendi üzerine olmak kaydıyla kiralar. Kiracı kanunî hazırlıkları geride bırakıp kuyu kazımı için kendi adına izin aldıktan sonra kuyuyu kazar ve ondan yararlanmaya başlar. Fakat aradan bir yıl geçtikten sonra arazinin sahibi tek taraflı olarak sözleşmeyi bozar; bu durumda kuyunun kendisinin, yapılan harcamaların ve satın alınmış araç gereçlerin hükmü nedir? Acaba kuyu kiracının mıdır, yoksa mülkiyette araziye mi tâbidir?

Cevap: Kira süresi sona ermedikçe taraflardan hiçbirinin sözleşmeyi feshetme hakkı yoktur ve sözleşmede aksine bir şart konulmamışsa kuyu araziye tâbi olup arazi sahibine aittir. Ancak kuyu üzerine kurulan araç gereçler ve yine kiracının kendi malıyla satın aldığı şeyler kiracıya aittir. Kira sözleşmesinde kiracının kuyudan yararlanma hakkı kabul edilmişse bu durumda kiracının hakkı saklıdır.

Soru 566: Bazı özel şirketler ve kurumlar İslâmî Şura Meclisi tarafından tasvip edilen ve Anayasayı Koruma Konseyi tarafından onaylanan iş kanunu kapsamına giren işçilere bazı malî hak ve primlerini ödemekten kaçınıyorlar, bu konuda hüküm nedir?

Cevap: İş verenlerin, kanun ve kurallara uygun olarak işçi ve memurların haklarıyla ilgili bütün taahhütlerini yerine getirmeleri farzdır; işçiler de, kendi kanunî haklarını talep edebilirler.

Soru 567: Kiracı, dairenin kira sözleşmesinin süresinin bitişinden binanın boşaltılmasına kadar geçen sürede bütçesinden bir miktarını kiraya veren daireye ödemesi şartıyla, iki devlet dairesinin, aralarında birisine ait binanın bir bölümünü, belli bir zaman için öteki dairenin kullanımına bırakmak üzere sözleşme yapmaları caiz midir?

Cevap: Eğer bu iş sahih bir kira sözleşmesi çerçevesinde ve binanın kanunî sorumlusunun kabul ve onayıyla gerçekleşirse sakıncasızdır ve sözleşmedeki koşul da şeriata muhalif değilse geçerli bir koşuldur.

Soru 568: Günümüzde evi kiraya verirken halk arasında yaygın olan bir biçimde kiracıdan önceden para almanın şer'î hükmü nedir?

Cevap: Eğer ev sahibi, kiracının kendisine bir miktar borç vermesi şartıyla evini belli bir zamana kadar belli bir ücretle kiraya vermeyi kararlaştırır ve aldığı borcu dikkate alarak evini benzeri bir evin ücretinden daha düşük bir ücrete de kiraya verirse, bunun sakıncası yoktur. Fakat evini bedava olarak kiracının tasarrufunda bırakmak veya evini benzeri bir evin ücretine veya benzerlerinin ücretinden az ya da çok bir bedel karşılığında kiraya vermek şartıyla kiracıdan borç alırsa, öyle ki aralarında ilk olarak borç almak ve borç vermek gerçekleşir ve evi kiraya vermek veya kiracının tasarrufuna bırakmak borçtaki bir şart olursa, bunların hepsi haram ve batıldır.
Soru 569: Nakliyat şirketinin, belli bir ücret karşılığı taşımak ve müşteriye ulaştırmak için teslim aldığı eşyalar yolda çalınma veya yanma nedeniyle zayi olursa veya bir zarar görürse nakliyeci tazminatla yükümlü olur mu?

Cevap: Eşyaları taşıması ve belirlenen yere ulaştırması için kiralanan nakliyât şirketi, eşyaları korumak için taşımacılıkta yaygın olarak bilinen tedbirleri alır ve bu konuda hiçbir ifrat ve tefritte bulunmazsa, bir ihmali söz konusu değilse ve sözleşmede tazminatla yükümlülüğü şart koşulmamışsa yükümlü olmaz, aksi durumda zararın tazminiyle yükümlüdür.

Soru 570: Çoban koyun sürüsünü ağılda toplayıp kapısını kapattıktan sonra eğer oradan on sekiz km. uzaklıktaki evine gider ve geceleyin kurtlar ağıla girerek koyunları parçalarsa, çoban tazminatla yükümlü olur mu? Sözleşme gereği ücret olarak çobana o koyunlardan yedisinin verileceği dikkate alınırsa, acaba koyunları otlatması için istihdam eden kişinin çobana ücretini vermesi gerekir mi?

Cevap: Çoban geceleri sürünün ağılını korumakla sorumlu değilse ve koyunları korumada hiçbir aşırılık ve kusurda bulunmamışsa tazminatla yükümlü değildir ve çobanlık ücretinin tamamını isteyebilir.

Soru 571: Komşusunun evinde herhangi bir kira, satış veya ipotek sözleşmesi yapmaksızın uzun yıllar bedava olarak oturan bir kimse, ev sahibinin ölmesinden sonra mirasçılarının evi geri istemeleri karşısında evi vermekten kaçınmakta ve evin kendisine ait olduğunu iddia etmekte, ancak iddiasını ispatlayacak bir delili de bulunmamaktadır. Bu konuda hüküm nedir?

Cevap: Mirasçılar şer'î bir yolla evin, miras bırakanın malı olduğunu ispatlarlar veya evi elinde bulunduran kişi bunu itiraf eder, ancak o evin kendisine intikal ettiğini iddia etmesine rağmen, bu iddiasını şer'î bir yolla ispatlayamazsa evi sahibinin mirasçılarına geri vermelidir.

Soru 572: Saatini tamir etmesi için saatçiye veren bir kişinin saati çalınırsa; acaba saatçi dükkanın sahibi taz-minat ödemekle yükümlü müdür?

Cevap: Saatçi dükkanı sahibi saati korumada kusur etmemişse tazminatla yükümlü değildir.

Soru 573: Yabancı şirketlerin vekâletinde onların mallarını satan ve hizmeti karşılığında belli bir yüzde komisyon alan özel bir şirketin komisyon alması şer'an caiz midir? Devlet memurlarından birisi bu özel şirketle işbirliği yaparsa, onun da bu komisyondan bir miktar alması caiz midir?


Cevap: Eğer bu komisyon yabancı veya yerli, devlete ait veya özel şirketlerin mallarını satmada vekâlet ücreti olarak alınırsa vekil için özü itibariyle bir sakıncası yoktur. Fakat devlet memuruna gelince; eğer sunduğu resmî hizmetler karşılığında aylık maaş alıyorsa, başka bir ücret veya hediye almaya hakkı yoktur.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder