Soru 296: Bir memurun
devletin mallarını üzerine geçirdiğine dair elimize ulaşan birkaç yazılı rapor
sonucu bu suçlamayla ilgili yaptığımız araştırmalarda onun hakkındaki bazı
suçlamaların doğru olduğu ortaya çıktı. Fakat yapılan tahkikatta söz konusu
adam suçlamaların hepsini inkâr etmektedir. Bu raporları mahkemeye gön-derecek
olursak, o adamın haysiyetinin zedeleneceği dikkate alındığında acaba raporu
mahkemeye göndermemiz caiz midir? Eğer raporları mahkemeye göndermemiz caiz
değilse olaydan haberi olan kimselerin üzerine düşen sorumluluk nedir?
Cevap: Beytülmali ve devlet mallarını
korumakla sorumlu olan kişi, bir memur veya başka birisi tarafından bu malların
zimmete geçirildiğini öğrenirse, şer'an ve kanunen hakkın yerini bulması için o
konu hakkındaki bilgilerini ilgili makamlara ulaştırmakla yükümlüdür. Suçlunun
haysiyetinin zedeleneceğinden endişelenmek, beytülmali korumak için şer'an
hakkı ihkak etmekten alıkoyacak bir gerekçe sayılmaz. Haberi olan herkes,
araştırılıp meselenin ispatlanmasından sonra gereğinin yapılması için
raporlarını belgeli olarak ilgili yetkililere sunmalıdırlar.
Soru 297: Bazı
gazetelerde hırsızlar, sahtekârlar, res-mî dairelerde rüşvet alanlar, iffete
aykırı işler yapanlar, fesat çıkaranlar ve gece klüplerinde eğlence partileri
dü-zenleyenlerin yakalanmalarıyla ilgili haberler yayınlandığını görmekteyiz;
acaba bu gibi haberlerin basılması ve yayınlanması bir nevi kötülüğü yaymak
sayılmaz mı?
Cevap: Basında sırf olay ve hadiselerin yayınlanması
kötülükleri yaymak sayılmaz.
Soru 298: Öğretim
kurumlarından birinin öğrencileri, bu merkezde gördükleri ahlâka aykırı
hareketlerin engellenmesi için durumu kültürel yetkililere raporlamaları caiz
midir?
Cevap: Raporlar açıkça yapılan
şeylerle ilgiliyse ve tecessüs ve gıybet denilmeyecek nitelikte olursa
sakıncası yoktur; hatta bu, münkerden, kötülükten nehyetme-nin gereklerinden
ise, farzdır.
Soru 299: Dairelerdeki
bazı sorumluların yaptıkları ihanet ve zulümleri halkın arasında açıklamak caiz
midir?
Cevap: Bunu, araştırıp emin olduktan
sonra kanunî takibe alınması için sorumlu merkez ve mercilere bildirmenin
sakıncası yoktur. Hatta bazen kötülükten alıkoymanın bir gereği sayılırsa, bunu
bildirmek farzdır. Ancak bunu halka söylemenin bir gerekçesi yoktur; hatta
fitne ve fesada yol açar ve İslâm devletini zayıflatmaya neden olursa bunu
halka anlatmak haramdır.
Soru 300: Müminlerin
mallarını araştırmak ve onu zalim devlet ve yöneticiye bildirmek caiz midir?
Özellikle eğer bu iş müminlerin eziyet çekmesine ve zarar görmesine sebep
olursa hüküm nedir?
Cevap: Bu gibi
işler şer'an haramdır ve aynı zamanda mümine ulaşan zarar, zalim yöneticinin
yanında mü-minlerin casusluğunu yapmaya dayanırsa, onlara ulaşan zarardan da
sorumlu olmayı gerektirir.
Soru 301: Müminlerin
kişisel ve başka işlerinde, bir münkeri işledikleri veya bir marufu terk
ettikleri görülürse, marufa emretme ve münkerden sakındırma ilkesine dayanarak
araştırma yapmak caiz midir? Tecessüs yapmamakla yükümlü olan kişilerin
insanların aykırı işlerini ortaya çıkarmak için araştırma yapmalarının hük-mü
nedir?
Cevap: Resmî teftiş ve inceleme
görevlilerinin, kanun ve kurallar
çerçevesinde memurların idarî işleri hak-kında kanunî tahkik ve
araştırma yapmalarının sakıncası yoktur. Fakat başkalarının işlerini araştırmak
veya kanunî görevleri dışında memurların sırlarını öğrenmek için onların
davranışlarını teftiş etmek müfettişler için bile caiz değildir.
Cevap: Özel ve kişisel konuları
ortaya çıkarıp başkaları yanında açıklamak, herhangi bir şekilde başka biriyle
ilgili ise veya bir fesada sebep olacaksa caiz değildir.
Soru 303: Psikologlar
hastalığın sebebini teşhis edip tedavi etmek amacıyla hastanın kişisel ve özel
ailevi durumuyla ilgili sorular sormaktadırlar; acaba hastanın bu sorulara
cevap vermesi caiz midir?
Cevap: Eğer bir fesada yol açmazsa,
başka bir kişinin gıybetini veya aşağılanmasını gerektirmezse bunun sakıncası
yoktur.
Soru 304: Bazen bazı
güvenlik görevlileri fuhuş merkezlerini ve terör teşkilatlarını tespit etmek
için keşif ve araştırma gereği bazı merkezlere ve teşkilatlara sızmayı gerekli
görüyorlar; nitekim tecessüs ve araştırma metotları da bunu gerektirmektedir;
bu gibi hareketlerin şer'-an hükmü nedir?
Cevap: O işle ilgili sorumlu kişinin
izniyle olursa, kanun ve kurallar çerçevesinde, günaha bulaşmak ve haram
fiilden sakınmak kaydıyla sakıncası yoktur; bu açıdan sorumlularına da onları
tam olarak gözetmeleri ve işlerini kontrol etmeleri farzdır.
Soru 305: Bazıları,
başkalarının yanında İran İslâm Cumhuriyetindeki bazı olumsuzluklardan ve
zaaflardan bahsediyorlar; bu gibi konuşmaları dinlemenin hükmü nedir?
Cevap: Dünyanın küfür ve müstekbir
güçleri karşısında dimdik duran İslâm Cumhuriyetinin lekelenmesine sebep olacak
hiçbir amel açıktır ki İslâm ve Müslümanların yararına değildir. Dolayısıyla,
eğer bu sözler İslâm Cumhuriyeti düzenini zayıflatmaya neden olursa caiz
değildir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder