3 Kasım 2013 Pazar

Tecessüs, Haber Aktarma ve Sırları İfşa Etmek

Soru 296: Bir memurun devletin mallarını üzerine geçirdiğine dair elimize ulaşan birkaç yazılı rapor sonucu bu suçlamayla ilgili yaptığımız araştırmalarda onun hakkındaki bazı suçlamaların doğru olduğu ortaya çıktı. Fakat yapılan tahkikatta söz konusu adam suçlamaların hepsini inkâr etmektedir. Bu raporları mahkemeye gön-derecek olursak, o adamın haysiyetinin zedeleneceği dikkate alındığında acaba raporu mahkemeye göndermemiz caiz midir? Eğer raporları mahkemeye göndermemiz caiz değilse olaydan haberi olan kimselerin üzerine düşen sorumluluk nedir?

Cevap: Beytülmali ve devlet mallarını korumakla sorumlu olan kişi, bir memur veya başka birisi tarafından bu malların zimmete geçirildiğini öğrenirse, şer'an ve kanunen hakkın yerini bulması için o konu hakkındaki bilgilerini ilgili makamlara ulaştırmakla yükümlüdür. Suçlunun haysiyetinin zedeleneceğinden endişelenmek, beytülmali korumak için şer'an hakkı ihkak etmekten alıkoyacak bir gerekçe sayılmaz. Haberi olan herkes, araştırılıp meselenin ispatlanmasından sonra gereğinin yapılması için raporlarını belgeli olarak ilgili yetkililere sunmalıdırlar.

Soru 297: Bazı gazetelerde hırsızlar, sahtekârlar, res-mî dairelerde rüşvet alanlar, iffete aykırı işler yapanlar, fesat çıkaranlar ve gece klüplerinde eğlence partileri dü-zenleyenlerin yakalanmalarıyla ilgili haberler yayınlandığını görmekteyiz; acaba bu gibi haberlerin basılması ve yayınlanması bir nevi kötülüğü yaymak sayılmaz mı?

Cevap: Basında sırf olay ve hadiselerin yayınlanması kötülükleri yaymak sayılmaz.

Soru 298: Öğretim kurumlarından birinin öğrencileri, bu merkezde gördükleri ahlâka aykırı hareketlerin engellenmesi için durumu kültürel yetkililere raporlamaları caiz midir?

Cevap: Raporlar açıkça yapılan şeylerle ilgiliyse ve tecessüs ve gıybet denilmeyecek nitelikte olursa sakıncası yoktur; hatta bu, münkerden, kötülükten nehyetme-nin gereklerinden ise, farzdır.

Soru 299: Dairelerdeki bazı sorumluların yaptıkları ihanet ve zulümleri halkın arasında açıklamak caiz midir?

Cevap: Bunu, araştırıp emin olduktan sonra kanunî takibe alınması için sorumlu merkez ve mercilere bildirmenin sakıncası yoktur. Hatta bazen kötülükten alıkoymanın bir gereği sayılırsa, bunu bildirmek farzdır. Ancak bunu halka söylemenin bir gerekçesi yoktur; hatta fitne ve fesada yol açar ve İslâm devletini zayıflatmaya neden olursa bunu halka anlatmak haramdır.

Soru 300: Müminlerin mallarını araştırmak ve onu zalim devlet ve yöneticiye bildirmek caiz midir? Özellikle eğer bu iş müminlerin eziyet çekmesine ve zarar görmesine sebep olursa hüküm nedir?

Cevap: Bu gibi işler şer'an haramdır ve aynı zamanda mümine ulaşan zarar, zalim yöneticinin yanında mü-minlerin casusluğunu yapmaya dayanırsa, onlara ulaşan zarardan da sorumlu olmayı gerektirir.

Soru 301: Müminlerin kişisel ve başka işlerinde, bir münkeri işledikleri veya bir marufu terk ettikleri görülürse, marufa emretme ve münkerden sakındırma ilkesine dayanarak araştırma yapmak caiz midir? Tecessüs yapmamakla yükümlü olan kişilerin insanların aykırı işlerini ortaya çıkarmak için araştırma yapmalarının hük-mü nedir?

Cevap: Resmî teftiş ve inceleme görevlilerinin, kanun ve kurallar çerçevesinde memurların idarî işleri hak-kında kanunî tahkik ve araştırma yapmalarının sakıncası yoktur. Fakat başkalarının işlerini araştırmak veya kanunî görevleri dışında memurların sırlarını öğrenmek için onların davranışlarını teftiş etmek müfettişler için bile caiz değildir.


Cevap: Özel ve kişisel konuları ortaya çıkarıp başkaları yanında açıklamak, herhangi bir şekilde başka biriyle ilgili ise veya bir fesada sebep olacaksa caiz değildir.

Soru 303: Psikologlar hastalığın sebebini teşhis edip tedavi etmek amacıyla hastanın kişisel ve özel ailevi durumuyla ilgili sorular sormaktadırlar; acaba hastanın bu sorulara cevap vermesi caiz midir?

Cevap: Eğer bir fesada yol açmazsa, başka bir kişinin gıybetini veya aşağılanmasını gerektirmezse bunun sakıncası yoktur.

Soru 304: Bazen bazı güvenlik görevlileri fuhuş merkezlerini ve terör teşkilatlarını tespit etmek için keşif ve araştırma gereği bazı merkezlere ve teşkilatlara sızmayı gerekli görüyorlar; nitekim tecessüs ve araştırma metotları da bunu gerektirmektedir; bu gibi hareketlerin şer'-an hükmü nedir?

Cevap: O işle ilgili sorumlu kişinin izniyle olursa, kanun ve kurallar çerçevesinde, günaha bulaşmak ve haram fiilden sakınmak kaydıyla sakıncası yoktur; bu açıdan sorumlularına da onları tam olarak gözetmeleri ve işlerini kontrol etmeleri farzdır.

Soru 305: Bazıları, başkalarının yanında İran İslâm Cumhuriyetindeki bazı olumsuzluklardan ve zaaflardan bahsediyorlar; bu gibi konuşmaları dinlemenin hükmü nedir?


Cevap: Dünyanın küfür ve müstekbir güçleri karşısında dimdik duran İslâm Cumhuriyetinin lekelenmesine sebep olacak hiçbir amel açıktır ki İslâm ve Müslümanların yararına değildir. Dolayısıyla, eğer bu sözler İslâm Cumhuriyeti düzenini zayıflatmaya neden olursa caiz değildir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder